Washington’un küresel mali sistem üzerindeki üstünlüğü geçen Ağustos ayında büyük darbe yedi: Rusya, Çin ve Suudi Arabistan, bundan birkaç gün önce yayınlanan resmi verilerle 37,9 milyar dolar tutarında ABD hazine bonosu sattılar [1]. Küresel perspektif içerisinde, ABD kamu borçlanmasına yapılan yatırımlar Temmuz 2012’den beri en düşük seviyesine indi. Kesin olan bir şey var ki, küresel döviz rezervi olarak doların rolü yeniden tartışmalı hale geldi.

2010 yılında, ABD genelkurmay başkanları komitesinin eski başkanı Amiral Michael Mullen, borçlanmanın ülkesinin ulusal güvenliği için en önemli tehdit olduğu konusunda uyarıda bulundu [2]. Kanımca, ABD ekonomisinin pabucundaki taş kamu borçlanmasının yüksek olması –şimdi 19 000 milyar doların üzerinde [3]- değil ama Washington’un ticari ve bütçe açıklarını kapatmak için, günlük yurtdışı kaynaklı devasa bir akışın garanti edilmesine ihtiyaç duymasıdır. Dünya çapında borçlanma senetlerinin satılabilmesi ve böylece ABD harcamalarının finanse edilebilmesi Hazine Bakanlığı için bir ölüm kalım meselesidir.

Eylül 2008’deki Lehman Brothers iflası sonrasında, Çin Halk Bankası (İngilizce kısaltmasıyla PBOC), o dönem Federal rezerv sisteminin (FED) Başkanı olan Ben Bernanke tarafından, ABD borçlanma senetlerini elden çıkarmaması yolunda ısrarla uyarılmıştı. İlk başlarda Çinliler doları destekleme kararı aldılar. Ama daha sonra PBOC, daha fazla ABD hazine bonosu satın almaktan kaçındı ve aynı zamanda döviz rezervlerini çeşitlendirmeyi hedefleyen bir planı uygulamaya başladı.

Pekin, son yıllarda bol miktarda altın satın aldı ve Rus Merkez Bankası da aynı yolu izledi. 2016’nın ikinci üç aylık döneminde, Çin Merkez Bankasının altın rezervleri, 2015’in son üç aylık döneminde kaydedilen 1 762 tondan 1 823 tona ulaştı. Rusya Federasyonu ise Aralık 2014 ve Haziran 2016 arasında altın rezervlerini yaklaşık 290 ton kadar arttırarak, bu yılın ikinci üç aylık dönemini toplam 1 500 ton olarak kapattı.

Dolarda yaşanan sert dalgalanmalar karşısında, altın gibi daha emin aktiflerin satın alınması yaşamsal önem taşımaktadır. Altın, büyük mali istikrarsızlıkların yaşandığı dönemlerde güvenli bir liman anlamına geliyor. Dolayısıyla da Moskova ve Pekin’in altın satın almak için ABD hazine bonolarını satmaya dayalı stratejisini birçok ülke izledi. Uluslararası Para Fonunun (İMF) tahminlerine göre, dünya genelindeki merkez bankalarının altın rezervleri, Ekim başında 33 000 tonluk toplam hacimli envanterden sonra, daha şimdiden son on beş yılın en yüksek seviyesine ulaşmış durumdadır [4].

Uluslararası ilişkilerin geldiği nokta da aynı şekilde yeni bir küresel mali düzenin geliştirilmesinde rol oynuyor. 2014’ten itibaren Kremlin’e karşı ekonomik yaptırımların dayatılması sonrasında, Ruslar açısından Çin ile ilişkiler büyük önem kazandı. O dönemden beri, iki büyük güç ekonomiden, mali ve askeri işbirliğine varana kadar aralarındaki ilişkileri tüm alanlarda geliştirdi. Devlet Başkanı Vladimir Putin, Çin’e gaz tedarikini önümüzdeki otuz yıl için garantilemenin dışında, mevkidaşı Xi Jinping ile birlikte ABD para biriminin üstünlüğüne sonsuza kadar son vermenin yollarını arayan güçlü bir mali ittifakı inşa etti.

Halen, Moskova’nın Pekin’e sattığı hidrokarbürler dolar değil Yuan cinsinden ödeniyor. Böylece « halkın parası » (Çince renminbi), kanımca çok kutuplu bir mali sistemin inşasına öncülük eden Rusya ve Çin arasındaki ticaret aracılığıyla, dünya hidrokarbür piyasasında gün geçtikçe daha çok gelişiyor.

En yeni haber de dolardan uzaklaşma yarışına, on yıllardır Washington’un dış politikasının sadık bir müttefiki olan Suudi Arabistan’ın da katılmış olmasıdır. Şaşırtıcı bir biçimde, son on iki ay içerisinde Riyad, Çin ile birlikte en büyük ABD borçlanma senedi satan ülke haline gelecek şekilde, 19 milyar dolardan fazla ABD hazine bonosunu elinden çıkardı [5]. Durumun ciddi olduğunun göstermek üzere, Suudi Krallığının Beyaz Saray’a karşı öfkesi yoğunluğunu daha da arttırdı.

Böylece geçen Eylül ayında, Başkan Obama’nın vetosuna rağmen Kongre, ABD’lilerin Suudi Arabistan aleyhinde 11 Eylül 2001 saldırılarındaki iddia edilen sorumluluğu için dava açmalarına izin veren bir yasayı kabul etti [6]. Eş zamanlı olarak, petrol ihraç eden ülkeler örgütü (OPEC) Rusya ile petrol ihracatını düşürmek ve böylece fiyat artışını sağlamak üzere tarihi bir anlaşmaya vardı [7].

Pekin’in, o dönemde Suudi Arabistan ile Yuan ve Riyal olmak üzere iki para birimini kullanarak doları kullanmaksızın, Çin’in yabancı döviz değiş tokuş sistemi (İngilizce kısaltmasıyla CFETS) aracılığıyla doğrudan ticaret yapabilmeleri için yüz yüze görüşmeler başlattığını tespit etmek şaşırtıcıdır [8]. Bunun sonucunda er ya da geç, Suudi Aramco petrol şirketinin ödemeleri dolar yerine yuan cinsinden kabul etmesi kuvvetle muhtemeldir. Eğer bu gerçekleşirse, Suudi şirketi petro-yuan iddiasına da temelden katkıda bulunacaktır [9]. Dünya, gözümüzün önünde değişmektedir.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Russia Today (Russie) ">Russia Today (Russie)

[1«Major Foreign Holders of Treasury Securities», U.S. Department of Treasury, October 18, 2016.

[2«Mullen: Debt is top national security threat», CNN, August 27, 2010.

[3«Federal Debt: Total Public Debt», Federal Reserve Bank of St. Louis, August 26, 2016.

[4«Quarterly times series on World Official Gold Reserves since 2000», World Gold Council, September 7, 2016.

[5«U.S. Bond Market’s Biggest Buyers Are Selling Like Never Before», Liz McCormick, Andrea Wong, Wes Goodman, Bloomberg, September 25, 2016.

[6«Congress approves bill to allow 9/11 families to sue Saudi Arabia», The Guardian, September 9, 2016.

[7«OPEC agrees modest oil output curbs in first deal since 2008», Rania El Gamal, Alex Lawler & Vladimir Soldatkin, Reuters, September 29, 2016.

[9Petro-Yuan, Rusya ve Çin’in en büyük meydan okumasıdır”, yazan Ariel Noyola Rodríguez, Tercüme Osman Soysal, Russia Today (Rusya) , Voltaire İletişim Ağı , 20 Mayıs 2016.