Konferansın resmi yemeği (18 Şubat 2017, saat 23.00)

Münih Güvenlik Konferansı 16 ila 19 Şubat tarihleri arasında düzenlendi [1]. Toplantı her yıl olduğu gibi 500’den fazla Avrupalı bakan, parlamenter ve yabancı davetliyi bir araya getirdi. Konferans Avrupa dış politikası ve savunması anlamında en önemli uluslararası buluşmadır.

Vladimir Putin, bundan on yıl önce 2007 yılında aynı toplantıda, Avrupalıların çıkarının askeri maceralarında Pentagon’un peşine takılmakta değil ama bağımsız hareket etmekte olduğunu vurgulayarak bir skandala neden olmuştu [2]. Ve Avrupa Birliğinin dışında tutulsa da ülkesinin, Rusya’nın da bir Avrupa devleti olduğunu hatırlatıyordu. Katılımcılar onunla ve niyetleriyle dalga geçmişlerdi. Hep birlikte NATO’nun eteklerinin altına saklanmışlardı.

Bu kez, Batı sonrası bir dünya düzeni çağrısında bulunarak Sergey Lavrov skandala neden oldu. NATO’nun konvansiyonel savaş anlamında üstünlüğünü kaybettiğini –nükleer savaş anlamında elinde bulundurmayı sürdürse de- tespit etmemiz gerekir. « Genişletilmiş Ortadoğu »’da kesintisiz olarak 15 yıl süren savaş sonrasında, bölgenin nüfusu 10 milyonun altındaki mikro-devletlerle yeniden şekillendirilmesi serabının ve Müslüman Kardeşler’in diktatörlüğü lehine laik rejimlerin ortadan kaldırılması düşünün başarısız olduğunu tespit etmemiz gerekir.

Avrupalılar şaşırtıcı bir şekilde, Washington tarafından kendilerine dayatılmış olan ama ABD halkının ve Başkanı Donald Trump’ın artık tercih etmediği bu amacı sürdürmekte ısrar ediyorlar. Onlar da ABD derin devletine dayanmaktadırlar (yani 11 Eylül saldırılarını düzenleyen Raven Rock Mountain süreklilik hükümetine). George W. Bush ve Barack Obama 3 milyondan fazla kişiyi katlederken alkışlayan Avrupa’nın siyasi yöneticileri, ne olur ne olmaz diye Donald Trump’ın varsayılan ırkçılığını ve İslam karşıtlığını durmaksızın kınamaktadırlar. Basınlarının beceriksiz, tuhaf biri olarak sunduğu Donald Trump’a sürekli olarak hakaret etmektedir [3].

NATO’yu « modası geçmiş » bulan Donald Trump’ın görüşleri karşısında dehşete kapılan Avrupalılar, onlara aynı şeyi söyleyen bakanlarının açıklamalarıyla teskin oluyorlar: bugünkü yapısı içerisinde NATO’nun varoluş nedeni ortadan kalkmıştır; onu bir savunma ittifakına dönüştürülmelidirler ve eğer katılmak istiyorlarsa, Savunma bütçelerinin % 2’sini feda etmeleri gerekir.

Emperyalist çılgınlıklarının tutsağı olan Avrupalılar, Ukrayna ve Suriye’de Rusya karşıtı yatırımlarının terk edilmesi olasılığından korkuyorlardı. Burada da, arzuya göre yapılan ama belirsiz olan beyanatlarla teskin oldular. Trump’ın bakanları, Ukrayna’da ABD’nin hiçbir yaşamsal çıkarından vazgeçmeyeceklerini ve « Suriye’de siyasi çözüm » arayışında olacaklarını onlara bir kez daha söylediler. Dolayısıyla ABD halkının Dnipro kıyılarında yaşamsal çıkarları olduğunu ve « Suriye’de siyasi çözümün » Cumhuriyetin yerine Müslüman Kardeşler’in getirilmesi anlamına geldiği sonucuna nereden varabildiler? Çok basit çünkü Obama yönetimi onlara bu şekilde öğretmişti. Ama ABD halkı bunu kabul etmedi.

Gerçi herkes bir yandan Trump yönetiminin ve diğer yandan da « ABD süreklilik hükümetinin » ortaya koyduğu güç denemesini görüyor. Donald Trump CIA’yi ve genelkurmay başkanını Ulusal Güvenlik Konseyinin dışında bıraktığında yer yerinden oynadı [4]. Bunun karşılığında, CIA’nin Başkanın altı danışmanının Savunma akreditasyonunu nasıl reddettiğini, Ulusal Güvenlik Danışmanını Rus ajanı olmakla suçlayıp istifa etmek durumunda bıraktığını ve başkanlık ekibindeki diğer dört sorumlu hakkında nasıl soruşturma yaptığını herkes gördü. Ama bazı muharebeleri kaybetmek savaşı kaybetmek anlamına gelmez ve Avrupalıların –çok uzun zamandır kul köle olduktan sonra- bunun bilincinde olmaması üzücüdür. Donald Trump’ın bu kadar güçlü bir « derin devleti » birkaç gün içerisinde süpüreceğine nasıl inanabiliriz? Ve yaşadığı ilk yenilgilerin onun vazgeçmesine neden olacağına nasıl düşünebiliriz? [5]

Son yıllarda, Almanya için bu Güvenlik Konferansı ABD ve Avrupalı ortakları arasında bir birleştirme çizgisi işlevi görmeyi sağlayan bir araçtı. Bu yıl konferansın tek amacı, ABD halkının ortaya koyduğu i0radeyi ve Beyaz Saray’daki değişikliği hesaba katmadan, Avrupalı yöneticileri ABD derin devletine bağlılıklarını teyit etmeye zorlamak oldu.

Konferansın Alman organizatörleri tarafından yazılan bir hazırlık belgesi katılımcılara teslim edildi. Basın bundan söz etmekten kaçındı. Belgede, Suriye Arap Cumhuriyetinin topyekun ve şartsız olarak teslim olmasına yönelik Feltman planının yazarı Volker Perthes’in bir makalesi okunabilir [6]. Bu seçkin « uzman », makalesinde « genişletilmiş Ortadoğu » vizyonunu ya da daha doğrusu « ABD süreklilik hükümetinin » vizyonunu ortaya koymaktadır [7].

 1. [Onu yeniden şekillendirmeyi başaramamış dahi olsalar] bu bölge savaşlardan ve « Arap Baharı »ndan sağ salim çıkamayacaktır. [Bütün bunları boşuna yapmamış olacağız]
 2. Suudi Arabistan ve İran arasındaki anlaşmazlık , Sünni ve Şiiler aasında bir mezhep çatışmasına dönüşmüştür [jeopolitik heveslerimizi gizleyen].
 3. Herkes bu sahte dini çatışmayla uyutulurken, kimse Filistinlilerin durumuyla ilgilenmiyor [sömürgeci İsrail devletinin hayrına].
 4. Avrupalılar evlerinden uzakta yaşanan bu kan denizinden hep birlikte yorgun düşmüşken ve nihayetinde Müslüman Kardeşler cemaatinin zaferini arzularken, Genişletilmiş Ortadoğu’da kimse henüz yenildiğini kabul etmemektedir.
 5. Suriye savaşı süresince, bölgesel planda sürekli ittifaklar yapıldı ve bozuldu, sonuncusu Rusya, Türkiye ve İran arasındaydı ve bunun da diğerleri gibi daha uzun süre sürmesi beklenmiyor [iyi ki].
 6. Suriye ve Irak, ancak kapsayıcı hükümetler aracılığıyla terörizmi yenebilir ve huzura kavuşabilir [yani El Kaide ve IŞİD’i hükümetlerine dahil etmeyi kabul ederek].
 7. Bütün bu yaşananlar, Genişletilmiş Ortadoğu halklarının tümü için, Viyana Konferansında (1814) Dörtlü İttifakın dünyanın geri kalanının kaderini belirlediği gibi, ancak Batılılarının onların yerine geleceklerini belirleyeceği bir büyük uluslararası konferans ile sonuçlanabilir.

Hiç kuşku yok, Avrupalı yöneticiler ne ABD halkının kullandığı oy, ne de Arap halklarının direnişi karşısında değişmeyeceklerdir. Onları sadece Avrupa halkları kovabilir.

Çeviri
Osman Soysal

[1Münchner Sicherheitskonferenz, resmi internet sitesi.

[2« La gouvernance unipolaire est illégitime et immorale », yazan Vladimir Poutine, Voltaire İletişim Ağı, 11 Şubat 2007.

[3Donald Trump’a karşı savaş propagandası”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 7 Şubat 2017.

[5NATO Suriye’deki operasyonlarını askıya alıyor”, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 17 Şubat 2017.

[6Almanya ve Birleşmiş Milletler Suriye’ye karşı”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, El-Vatan (Suriye) , Voltaire İletişim Ağı , 28 Ocak 2016.

[7«No order, no hegemon. The Middle East in flux», Volker Perthes, Security Challenges (Germany), Voltaire Network, Şubat 2017.