« İtalya’nın en büyük beşinci destekçisi olduğu Atlantik İttifakına katkısında başı diktir ve askeri harcamalarında GSYİH’sının % 2’sine ulaşma hedefi teyit edilmektedir »: 27 Nisan’da Roma’da NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’i kabul eden Konsey Başkanı Paolo Gentiloni bunları söyledi. Böylece « İtalya’nın İttifakın güvenliğine sağladığı mali destekten gurur duyduğunu » belirttiği ve « bazı bütçe kısıtlamalarına rağmen, İtalya’nın verdiği sözü tutacağı » yolunda güvence verdiği şeklinde, daha önce ABD Başkanı Donald Trump’a söylediklerini yinelemiş oldu.

SIPRI tarafından daha yakın zamanda yayınlanan küresel askeri harcamalara ilişkin veriler, Gentiloni’nin başı dik bir şekilde ilerlemekte haklı olduğunu gösteriyor: Bu alanda dünyada 11nci sırada olan İtalya’nın askeri harcaması 2016 yılında 27,9 milyar dolara yükseldi. Euro cinsinden hesaplandığında, günlük ortalama olarak yaklaşık 70 milyona karşılık geliyor (ki buna, Savunma Bakanlığı bütçesi dışında kalan, aralarında yurtdışındaki askeri görevler gibi başka kalemler de eklenmeli).

Bu arada ABD’nin baskısı altında kalan NATO, İtalya’nın GSYİH’sının asgari % 2’sini, yani yaklaşık olarak günde 100 milyon Euro’yu askeri harcamalara ayırmasını istiyor. Bu konuda Trump çok açık konuştu: Associated Press’e verdiği bir röportajda Gentiloni’yi Beyaz Saray’da kabul ettiğinde, ona « Hadi, ödemelisin, ödemelisin… » dediğini anlattı. Ve aynı röportajda Trump bundan emin olduğunu açıklıyor: « Ödeyecektir ». Ama işin kötüsü ödemeyi Gentiloni değil, doğrudan ya da dolaylı olarak sosyal harcamalardaki kesintiler aracılığıyla İtalyanların büyük çoğunluğu yapıyor.

Ancak tabi ki bu işten karlı çıkanlar da var. 2016 yılında İtalya’nın silah ihracatı 2015’e göre % 85 artarak, 14,6 milyar Euro’ya yükseldi. Bu durum, özellikle İtalya’dan silah ithalatında birinci sıraya yükselen Kuveyt’e 28 adet Eurofighter avcı bombardıman uçağının satışına bağlı yaşanan gerçek bir sıçramadır. Silah ticaretinin çok etkili temsilcisi Bakan Roberta Pinotti sayesinde elde edilen 8 milyar Euro’luk bir maksi kontrattır söz konusu olan [1]. Bu 8 milyarın yarısını kasasına atacak olan Finmeccanica’nın bugüne kadar imzaladığı ve aralarında UniCredit ve Intesa Sanpaolo’nun da yer aldığı bir bankalar havuzu ve CASSA depositi e prestiti (mevduat ve borç sandığı) grubunun SACE (İhracat Kredileri Sigorta Bölümü) 4 milyar finansmanıyla teminat altına alınan en büyük kontrattır.

Bu şekilde, büyük ortaklar için iştah kabartan sonuçlarla Finmeccanica’nın silah sektörüne dönüşüm süreci hızlanmaktadır: SIPRI tarafından hazırlanan dünyanın en büyük 100 savaş endüstrisi sıralamasında Finmeccanica 2015 yılında, toplam cirosunun üçte ikisine eşdeğer olan 9,3 milyar dolarlık silah satışıyla 9ncu sırada yer almaktadır.

Şirket, kara ve deniz silah sistemleri üreticisi (aralarında dünyadaki 55 farklı ülkenin deniz kuvvetlerine satılan güdümlü mermiler atabilen Vulcano tipi toplar ve bir tankın ateş gücüne sahip Centauro tipi zırhlı araçlarının da yer aldığı) Oto Melara; torpil üretiminde (aralarında uzun menzilli Black Shark’ın da yer aldığı) dünya lideri WASS; füze üretiminde (aralarında deniz hedeflerine yönelik MARTE ya da havadan denize METEOR füzelerinin de yer aldığı) dünya lideri MBDA; savaş uçağı üretimi (aralarında İsrail’e tedarik edilen M-346 ileri eğitim avcı uçağının da yer aldığı) dışında Pentagon tarafından Avrupa’da konuşlanan F-35 avcı uçaklarının merkezi olarak seçilen Faco di Cameri (Novara vilayeti) tesisini de yöneten Alenia Aermacchi gibi sanayi şirketlerine yatırım yaparak cirosunu ve karını katlıyor.

Bu arada Finmeccanica’nın –sivillere karşı da kullanabilen silahların tedarikini yasaklayan « Silah Ticareti Anlaşması »nı hiçe sayan- Yemen’de sivillere karşı katliamlar düzenleyen Kuveyt ve Suudi Arabistan gibi ülkelere silah tedarik etmesinin önemi yoktur. Bakan Pinotti’nin imza attığı ve bir yasa tasarısına dönüştürülen Uluslararası güvenlik ve savunma için Beyaz Kitap’ta belirtildiği gibi, « nitelikli istihdam » yaratarak, « ihracat aracılığıyla ticaret dengesinin yeniden sağlanmasına ve yüksek getirili sektörlerde ulusal sanayi ürünlerinin teşvikine katkıda » bulunduğu için askeri sanayinin « sistemin ve ülkenin temel direği » olması esastır.

Halkın parasıyla askeri sanayi için giderek artan bir şekilde günde 70 milyon Euro’dan fazla harcanmasının önemi yoktur. Beyaz Kitap’ın da belirttiği gibi asıl olan İtalya’nın, gerekli görüldüğü her yerde « ülkenin yaşamsal çıkarlarını » askeri açıdan koruyacak durumda olmasıdır. Daha doğrusu, savaş üzerinden zenginleşenlerin yaşamsal çıkarlarını.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)

[1Nükleer kırmızı alarm”, yazan Manlio Dinucci, Tercüme Osman Soysal, Il Manifesto (İtalya) , Voltaire İletişim Ağı , 25 Şubat 2016.