Başkan Donald Trump, 15 Aralık 2017’yi « Bill of Rights » günü olarak ilan etti [1].

Bu tarih söz konusu metnin o dönem Birleşik Devletleri oluşturan 13 eyalet tarafından 15 Aralık 1791’de kabul edilmesinin yıldönümü dolayısıyla seçildi.

Donald Trump seçim kampanyası boyunca, 11 Eyül 2001 saldırıları sonrasında USA Patriot Act’ın kabul edilmesinden beri terörizmle ilgili işler dolayısıyla askıya alınan Bill of Rights’ı savunma sözü vermişti.

Kral George’a karşı devrim ve bağımsızlık savaşını başlatan Britanyalı gazeteci Thomas Paine sonradan Fransız milletvekili oldu. İnsan Hakları üzerine yazdığı kitap Fransız Devrimii sırasında en çok satılan ve dağıtılanlar arasına girer. Yazar kitabında bu deyimin ABD ve Fransa’daki tamamen farklı kullanımlarını anlatmaktadır. Ona göre ABD tarzı İnsan Hakları yurttaşı İktidarın, « devlet aklının » aşırılıklarından korumayı hedeflerken, bu deyime ilişkin Fransız kabulünde özel ve kamusal alanları birbirinden ayırarak demokrasinin tesisi amaçlanmaktadır. Dolayısıyla bugün hakim olan semantik belirsizliğe karşın kesinlikle birbirinden farklı şeyler söz konusudur.

Kendine göre mantıklı olan Thomas Paine, Robespierre engeline takılır ve tek bir insanın (kral) bir sistemden (eski sistem) sorumlu tutulamayacağını kabul ederek kralın ölümünden yana oy kullanmayı reddeder. Kralı öldürmenin Devrimin sonu anlamına geleceğini açıklar ve sonunda hapse atılır. Gerçekten de Devrim yerini teröre bırakacaktır.

Başkan Donald Trump İnsan Hakları ilkelerini Bill of Rights’e göre savunarak « ilericilerin » öfkesine neden olmuştu. Bundan dolayı aşırı sağın Charlottesville’de gösteri yapma (1nci madde) ya da yurttaşların silah taşıma haklarını (2nci madde) savunmuştu.

Konuyla ilgili olarak okuyabilirsiniz: « Donald Trump’ın bilançosu ve perspektifleri », yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı, 6 Aralık 2017.

Çeviri
Osman Soysal

[1President Donald J. Trump Proclaims December 15, 2017, as Bill of Rights Day”, by Donald Trump, Voltaire Network, 8 December 2017.