2010 yılında David Cameron ve Nicolas Sarkozy, Birleşik Krallık ve Fransa’nın projeksiyon güçlerini birleştirme kararı alırlar [1]. « Projeksiyon gücü » deyiminden eski sömürgeci birlikler anlaşılmalıdır. Lancaster House Anlaşması, içlerinden biri Southern Mistral adı verilen devasa bir ortak tatbikatın da yapılmasını öngören birçok ekten oluşuyordu. Birkaç ay sonra tatbikatın, aynı birliklerin, aynı tarihte bu kez Libya’ya karşı Harmattan Harekatı (Southern Mistral’ın harfi harfine çevirisi) adı altında gerçek bir savaş için bu kez gerçekten seferber edilmesine dönüşeceği anlaşıldı [2].

O dönem İngiliz-Fransız girişimi, « geriden liderlik » stratejisinin uygulaması kapsamında Washington tarafından yönetilmişti. Washington onlar için belli hedefler belirlerken, sahnenin ön tarafında ülkenin birlikleri yer alıyordu.

Lancaster House Anlaşması Libya’ya yönelik olan gibi (ve gelecekte yapılacak olan) müdahaleler için bir hukuksal çerçeve oluşturmayı ve ekonomi ve etkinlik kaygısıyla güçlerin birleştirilmesini hedefliyordu. Bu tercih gerçek bir devrimi öngörmektedir: ortak bir dış politika.

Öte yandan Anlaşma ve Libya seferinin ortaya çıkardığı olumlu hava, Anglosakson işgaline karşı Irak direnişini iyi bilen kamuoyunun ve İngiliz diplomatlarının kaygılarıyla birlikte hızla dağıldı [3]. Böylece Birleşik Krallık 2004 yılından itibaren, « Arap Baharı » adı altında 1915’tekine benzer yeni bir « Arap İsyanı » hazırlamaya başladı [4], ardından Şam’ı bombalamayı reddetti.

Halen Londra, Brexit, Donald Trump’ın İslamcı terörizmi kullanmayı reddetmesi ve Rusya’nın Suriye’ye yerleşmesi sonrasında savunmasını yeniden düzenlemektedir.

Londra önce Danimarka, Hollanda, Norveç ve Baltık devletleriyle gelecekteki olası ortak faaliyetlerin çerçevesini çizen karşılıklı mutabakatlar imzaladı. Ardından Ortadoğu’daki cihatçı şebekeleri Türkiye ve Katar çevresinde yeniden örgütlemeye başladı. Türkiye, Somali, Sudan ve Çad’ın askeri yakınlaşmasını kolaylaştırdı. Son olarak, Lancaster House Anlaşmasına dayanarak bugün Fransa ile bir süper « Dostluk Anlaşması »nı yürürlüğe sokmaktadır.

Her ne kadar David Cameron ve Nicolas Sarkozy’nin müzakere ettiği Anlaşma Libya’ya karşı savaşı kolaylaştırmaktan öteye geçememiş olsa da, aynı anlaşmanın Theresa May ve Emmanuel Macron tarafından yeniden gündeme getirilmesi uzun vadeli bir tercihin meyvesidir [5]. Bu yeni aşama Cumhurbaşkanı Macron’un akıl hocası, Fransa’nın yeni Londra Büyükelçisi Jean-Pierre Jouyet tarafından müzakere edildi.

Londra ve Paris de BM Güvenlik Konseyinde sandalye sahibidir. Her iki devlet de nükleer silaha sahiptir. İkisinin birlikte toplam askeri bütçesi Rusya’nınkinden % 30 daha fazladır (ama ABD ve Çin’inkinden daha azdır).

Paris, Londra ile askeri ittifakına öncelik tanımayı tercih ederek, yeniden silahlanma hazırlıkları içerisinde olan ve diğer Avrupa ordularının liderliğini ele geçirmeye çalışan Berlin’den uzaklaşmaktadır [6]. Bu sürecin devamı halinde, Berlin’in daha şimdiden liderliğini üstlendiği Avrupa Birliğinden Paris’in de çıkması gerekecektir.

Emmanuel Macron’un açıklamaları ve Theresa May tarafından Rusya’nın « yalanlarına » karşı bir askeri birimin oluşturulması [7], iki kutuplu bir dünyanın geri dönüşünü ve Moskova kaynaklı haberlere yönelik bir sansürü ortaya koymaktadır. Bir Fransız-İngiliz anlaşması için Fransız-Alman çiftinin terk edilmesi ise Paris ve Berlin arasında çok korkulan gerilimlerin geri dönüşünün habercisidir.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
El-Vatan (Suriye)

[2« Washington regarde se lever "l’aube de l’odyssée" africaine », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 19 mars 2011.

[3Letter of the 52 Diplomats to Tony Blair”, Voltaire Network, 26 April 2004.

[4When progressives threat with reactionaries. The British State flirtation wih radical Islamism, Martin Bright, Policy Exchange, 2004.

[6« Pour Berlin, prendre le leadership de l’Otan, ça en vaut la peine », par German Foreign Policy, Traduction Christine Maurel, Réseau Voltaire, 7 septembre 2017.

[7İngiliz Ordusu Rus propagandasına karşı bir birim kuruyor”, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 27 Ocak 2018.