Filistin devleti 28 Eylül 2018’de Uluslararası Adalet Divanına (BM’nin hakem organı) ABD’ye karşı dava açtı.

Filistin, ABD Büyükelçiliği’nin Kudüs’e nakline karşı çıkmaktadır. Bunun için BM Genel Kurulu’nun 181 sayılı kararına (1947) yani Filistin’in paylaşımı planına temel almaktadır [1].

Bu karar, geniş anlamıyla Kudüs kentinin Yahudi ve Arap bağımsız devletleri arasında bir corpus separatum (Latince “ayrı beden”-ç.n.) olarak tanımlamaktadır. Dolayısıyla da bugünkü mevcut durumda iki devletin de başkenti olamaz.

Öte yandan aynı anlaşmazlık, İsrail’in 1980 yılında Kudüs’ün başkenti olduğuna ilişkin temel yasasını onayladığında da ortaya çıkmıştı. O dönem Güvenlik Konseyi 476 sayılı kararıyla yerlerinden edilen kişilere ilişkin Cenevre Konvansiyonunu ihlal ettiğini teyit etmişti. Tel Aviv’i temel yasayı yürürlükten kaldırmaya çağırmıştı. İsrail bu çağrıya uymayınca Güvenlik Konseyi 478 sayılı kararıyla Kudüs’te büyükelçilik açan üye devletleri bunları nakletmeye zorlamıştı ki bu karara Bolivya, Şili, Kolombiya, Kosta Rika, Ekvator, Guatemala, Haiti, Panama, Hollanda, Dominik Cumhuriyeti, El Salvador, Uruguay ve Venezüella derhal yerine getirmişti.

Bu mantık, Filistinli oluşumlar tarafından bugüne kadar dile getirilenlerden farklıdır. Özel dinsel statüsü itibariyle Kudüs’ün uluslararasılaştırılması ve Birleşmiş Milletler tarafından yönetilmesi gerektiğine ilişkin, Genel Kurulun 303 sayılı kararıyla tanımlanan düşünceye göndermede bulunmaktadır.

Çeviri
Osman Soysal

titre documents joints

[1«Résolution 181 (II) de l’Assemblée générale des Nations Unies», UN General Assembly, Réseau Voltaire, 29 November 1947.