Çin Başkan Yardımcısı Vang Çişan’ın İsrail, Filistin, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne düzenlediği gezi « yeni İpek Yolu»nun geliştirilmesini hedeflemektedir.

Çin, dünya çapında denizde ve özellikle de karada ulaşım yolları kurmaya yönelik projesini 2013 sonbaharında,kamuoyuna açıkladı. Bu işe devasa paralar ayırdı ve çok hızlı bir şekilde projeyi gerçekleştirmeye koyuldu. Belli başlı anayollar ya Asya’dan, ya da Rusya’dan geçerek Batı Avrupa’ya doğru uzanmaktadır. Ama Çin aynı zamanda Afrika ve Latin Amerika’da da güzergahlar planlamaktadır.

Yeni İpek Yolunun önündeki engeller

Bu proje biri ekonomik, diğeri stratejik olmak üzere iki engelle karşı karşıyadır.

Çinlilerin bakış açısıyla proje, IInci yüzyıldan XVnci yüzyıla kadar Fergana Vadisi, İran ve Suriye üzerinden Çin’i Avrupa’ya bağlayan antik « İpek Yolu » örneğinde olduğu gibi ürünlerini ihraç etmeyi amaçlamaktadır. O dönemlerde, her durakta yerel tüccarların ihtiyaçlarına göre başka mallarla değiş tokuşların yapılması için ürünlerin kentten kente taşınması söz konusuydu. Bugün ise aksine Çin doğrudan Avrupa ve dünyaya ürünlerini satmak hevesindedir. Oysa ürünleri artık egzotik değil (ipek, baharat v.b.), ama Avrupalılarınkinin benzeridir ve çoğu zaman da daha üstün kalitededir. Ticari güzergah otobana dönüşmektedir. Marco Polo, İtalya’da benzeri olmayan Uzakdoğu ipek kumaşı ürünlerine hayran kaldıysa da, Angela Merkel otomobil endüstrisinin Çinli rakipleri tarafından yok edileceği düşüncesi karşısında dehşete kapılmaktadır. Dolayısıyla gelişmiş ülkelerin aynı zamanda hem Beijing ile ticaret yapmaları, hem de endüstrilerini ekonomik şoktan korumaları gerekecektir.

Çin, ürettiklerinin büyük bölümünü ihraç ederek, sanayi devriminden beri önce Birleşik Krallığın tek başına, ardından da ABD ile birlikte işgal ettiği yere geçecektir. Bu aslında tam olarak Churchill ve Roosevelt’in imzaladığı Atlantik Sözleşmesi ve ABD’nin İkinci Dünya Savaşına girmesine neden olan bu üstünlüğü elinde tutmak anlamına gelecektir. Dolayısıyla Anglosaksonların, 1941’de Almanların ve Japonların projeleri karşısında yaptıkları gibi, Çin’in projesini engellemek için askeri güç kullanmaktan kaçınmamaları da muhtemeldir [1].

Pentagon, 2013 yılında, İpek Yolu’nun önünü Bağdat ve Şam arasında kesmek için Irak ve Suriye’de birleşik yeni bir devletin kurulmasını öngören Wright Planını yayınladı. Bu görev, IŞİD tarafından yerine getirildi ve Çin yolun güzergahını değiştirmek zorunda kaldı. Beijing en sonunda yolun Mısır’dan geçmesine karar verdi ve Süveyş Kanalının genişletilmesi ve Kahire’den 120 km uzakta büyük bir sanayi bölgesinin yaratılmasına para yatırdı [2]. Pentagon, aynı şekilde Avrupa güzergahını kesmek üzere Ukrayna’da bir « renkli devrim » ya da Pasifik ve Atlantik Okyanuslarını birbirine bağlayan yeni bir kanalın inşasını engellemek için Nikaragua’da iç karışıklıklar örgütledi.

Çinlilerin Yeni İpek Yolu’nda gerçekleştirdiği benzeri olmayan yatırımların önemine karşın, XVnci yüzyılda Çin’in pazarlarını güvenlik altına almak için muhteşem bir deniz filosu kurduğunu anımsamamızda yarar var. « Üç mücevherli hadım » Amiral Zheng He, Sri Lanka’daki korsanları yendi, Etiyopya’da pagodalar inşa etti ve Mekke’de hacı oldu. Öte yandan ülkeye dönüşünde, iç politik nedenlerden ötürü İmparator İpek Yolu’nu terk etti ve donanmayı yaktırdı. Bunun üzerine Çin içine kapanır. Dolayısıyla Çinlilerin bakış açısıyla bugünkü projenin daha şimdiden başarılı olacağı düşünülmemelidir.

Çin, yakın zamanda sadece petrol tedarikini güvenceye almak için Ortadoğu’ya yöneldi. Irak’ta can sıkıcı bir şekilde IŞİD ya da İslamcılarla mücadele ediyormuş gibi yapan Batılı güçler tarafından tahrip edilen rafineriler inşa etti. Beijing aynı zamanda Suudilerin siyah altınının başlıca alıcısı haline geldi. Böylece Krallıkta, 10 milyar dolara Yasref-Yanbu adlı devasa petrol kompleksini inşa etti.

Hayfa Limanının işletme hakkının Shanghai İnternational Port Group’a verilmesine ilişkin anlaşmanın imzası.

İsrail ve yeni İpek Yolu

İsrail ile Çin arasındaki bağlar, anne ve babasının Nazilerden kaçmak için Şanghay’a sığındığı, İsrail Başbakanı Ehud Olmert’in görev süresinde başladı. Binyamin Netanyahu’nun önceli Beijing ile güçlü ilişkiler tesis etme girişiminde bulunmuştu. Washington tarafından Kızıldeniz’in çıkışında Rus ve Çin deniz trafiğini engellemekle görevlendirilen Somali’deki korsan gruplarından birine verdiği destek sonrasında çabaları boşa gitti [3]. Skandal kıl payı önlendi. Çin’in Cibuti’de bir deniz üssü kurmasına izin verildi ve Ehud Olmert’in siyasi yaşamına son verildi.

Çin 2016’dan beri İsrail ile bir serbest ticaret anlaşmasını müzakere ediyor. Bu bağlamda Shanghai İnternational Port Group, Hayfa ve Aşdod limanlarının işletme haklarını satın aldı. Böylece Çin, 2021 yılında İsrail’in ticaret hacminin % 90’ınını kontrol ediyor duruma gelecektir. Bright Food, Tnuva kibutz kooperatifinin % 56’sını satın aldı ve Çin’in İsrail’in tarım ürünleri pazarının büyük bölümünü kontrol altına alabilecek şekilde elindeki hisselerin oranını arttırması da muhtemeldir. Çin resmi heyeti dahilinde Tel Aviv’e gelen Alibaba sanal mağazasının kurucusu Jack Ma, ülkenin yüksek teknolojisini ele geçirmek amacıyla çok sayıda İsrailli start up şirketini satın alma niyetini gizlemedi.

Silahlanma, Çin iştahından korunan İsrail ekonomisinin tek büyük sektörüdür. Eylül ayında, Profesör Shaul Horev Hayfa Üniversitesinde, ABD’nin Hudson İnstitute’ü yardımıyla, Pentagon’daki subayları Çin’in yatırımları konusunda uyarmak üzere bir konferans düzenledi. Konuşmacılar özellikle bu sözleşmelerin ülkeyi yoğun bir şekilde casusluğa açık hale getirdiğinin, ülke limanlarının nükleer füze fırlatan denizaltılar için kullanılmasını ve ABD’nin Altıncı Filosuyla bağlarını sıkıntılı hale soktuğunun altını çizdiler.

ABD’yle yakınlığını iyi bildiğimiz eski MOSSAD Başkanı Efraim Halevy, Ulusal Güvenlik Konseyinin bu yatırımlar konusunu hiçbir zaman ele almadığına işaret etti. Sadece bir ticari fırsat mantığına göre karar verildi. Dolayısıyla burada asıl soru Washington’un Tel Aviv ve Beijing arasındaki yakınlaşmaya izin verip vermediğidir.

Çin’in Cibuti’ye bir askeri üs kurmasına izin veren gerekçeler konusunda yanılmamamız gerekir ve Beijing’in İpek Yolu’nun yeni güzergahı konusunda bir gizli mutabakata varılmış olması düşük olasılıktır. Gerçi ABD, Avrupa Birliği’nin ekonomik olarak çökmesinden çok da kaygılanmayacaktır. Öte yandan uzun vadede, Çin ve Rusya kendilerini Batılılardan korumak için aralarında iyi geçinmek zorundadırlar. Tarih boyunca bu ülkelerin, Batılı süper güçleri yıkmak için elinden geleni yaptığına ve bugün de yapmaya devam ettiğine tanık olunmuştur. Dolayısıyla da her ne kadar bir Çin-Rus ittifakı kısa ve orta vadede Beijing’in yararına olsa da, ardından sırasıyla Rusya’nın ve bizzat Çin’in silinmesine yol açacaktır.

Çin-İsrail anlaşmaları, daha çok Lenin’in « kapitalistler, kendini asacak ipi bile satarlar » ifadesini akla getirmektedir.

Çeviri
Osman Soysal

[1The Geopolitics of American Global Decline”, by Alfred McCoy, Tom Dispatch (USA) , Voltaire Network, 22 June 2015.

[2Çin Ortadoğu’ya açılıyor”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 25 Ocak 2016.

[3XXI nci yüzyılın korsanları, deniz eşkiyaları ve haydutları”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Odnako (Rusya) , Voltaire İletişim Ağı , 25 Haziran 2010.