Başkan Trump, Çin mallarına 250 milyar dolarlık ağır vergiler dayattıktan sonra G-20’de, özellikle ABD ekonomisinin Çin’in misillemesinden aldığı darbe nedeniyle, ek önlemleri erteleyerek « ateşkesi » kabul etti.

Ancak ticari nedenlerin dışında bir de stratejik olanlar vardır. ABD, Pentagon ve istihbarat örgütlerinin baskısıyla, casusluk amacıyla da kullanılabilecekleri suçlamasıyla Çinli Huawei şirketinin akıllı telefonlarını ve iletişim altyapılarını yasaklamış ve müttefiklerine de aynı yönde hareket etmeleri için baskı yapmıştır.

Özellikle en önemli ABD üslerine ev sahipliği yapan İtalya, Almanya ve Japonya’ya karşı Çin’in casusluk yapma tehlikesine yönelik olarak yapılan uyarı, başta Almanya ve İtalya olmak üzere müttefiklerinin telefon iletişimini yıllardır dinleyen aynı ABD istihbarat örgütleri tarafından geliştirilmiştir.

Bir dönem sektörün mutlak lideri olan ABD’nin Apple şirketinin satış rakamlarının iki misline ulaşan Huawei (çalışanlarının hissedarı olduğu şirket), Güney Koreli Samsung’un ardından dünyada ikinci sıraya yüksemiştir. Bu genel bir eğilimin simgesidir.

Ekonomik üstünlüğü, bugüne kadar küresel para rezervlerinin ve ticaretinin başlıca para birimi olan dolar üzerine kurulu olan ABD, hem üretici yeteneği, hem de niteliği açısından gün geçtikçe Çin’e yenik düşmektedir. New York Times, « Batı, Çin yaklaşımının artık işe yaramayacağından emindi. Sadece oturup beklemesi yeterli olacaktı. Hala beklemeyi sürdürmektedir. Çin, mali ve jeopolitik bağları yeniden şekillendirecek olan geniş kapsamlı küresel bir ticaret, yatırım ve altyapı ağı tasarlamaktadır » diye yazıyor.

Bu süreç, bununla sınırlı olmamakla birlikte, özellikle Çin’in Asya, Avrupa ve Afrika’daki 70 ülke üzerinden gerçekleştirmekte olduğu Yeni İpek Yolu boyunca yaşanmaktadır.

New York Times, 41 petrol ve doğalgaz boru hattı; çoğunluğu hidroelektrik (ülkenin elektrik ihtiyacının yarısını karşılayan Kamboçya’da yedi baraj) 119 santral; ayrıca 203 köprü, kara ve demiryolu, Pakistan, Sri Lanka, Malezya ve diğer ülkelerde çeşitli büyük limanlar olmak üzere Çin tarafından 112 ülkede gerçekleştirilen 600 projeyi inceledi.

Bütün bunlar, Pentagon’un « 2018 Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Savunma Stratejisi »nde vurgulandığı gibi, Washington tarafından « kendi çıkarlarımıza yönelik bir saldırı » olarak değerlendirilmektedir. Pentagon, 1949’a dek Çin’e karşı olan da dahil olmak üzere, ABD’nin ülkelerin doğal kaynaklarını talan etmek için yürüttüğü bir dizi savaşı unutarak, Çin’i « komşularını yıldırmak için yağmacı bir ekonomiyi kullanan stratejik rekabetçi » olarak tanımlamaktadır.

Çin, sadece kendi ticaret ağı için değil ama gerçekleştirildikleri ülkelerin kalkınması için de gerekli olan barajlar, demiryolları ve köprüler inşa ederken, ABD’nin yürüttüğü savaşlarda öncelikli olarak barajlar, demiryolları ve köprüler hedef alınmaktadır.

Çin, Pentagon tarafından « NATO’yu ezmek » ve « Kırım ve Doğu Ukrayna’daki demokratik süreçleri sekteye uğratmakla » suçlanan Rusya ile uyum içerisinde, « gelecekte küresel üstünlüğü ele geçirmek için, Hint-Pasifik bölgesinde kısa vadede hegemonyasını dayatmak ve ABD’yi gafil avlamak » arzusunda olmakla suçlanıyor.

G-20’de (öngörülen) Trump-Putin buluşmasını sabote etmek ve zaten fiilen üyesi gibi olan Ukrayna’yı NATO’ya sokmak için, Pentagon’un yönetimi altındaki Kiev tarafından kışkırtılan Kerç Boğazı « olayı » bu yüzden yaşanmıştır.

« Çin ve Rusya ile uzun vadeli stratejik rekabet » Pentagon tarafından « temel öncelik » olarak değerlendirilmektedir. Bu amaçla Pentagon, « nükleer güçlerini modernize edecek ve NATO’nun transatlantik ittifakını pekiştirecektir ».

Ticaret savaşının gerisinde, nükleer savaş hazırlanmaktadır.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)