Muammer Kaddafi’yi makatına süngü sokturarak öldürttükten sonra ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton CBS’te sırıtarak şu açıklamayı yapar : « Gittik, gördük, öldü ! ».

İtalya Başbakanı Matteo Renzi, birincisinden beş yıl sonra İtalya’nın katılacağı gelecek savaşla ilgili olarak Demokrat Parti üyelerine, « 2016 yılı, ülkemizi de etkileyecek yaygın gerilimlerle uluslararası alanda çok zor geçecek gibi görünüyor. Kadın ve erkek vatandaşlarının profesyonelliği ve müttefiklerine karşı olan yükümlülüğüyle İtalya burada hazır ve nazırdır ve üzerine düşeni yapacaktır » dedi.

Plan uygulamaya konuldu bile: Daily Mirror’a [1] göre, SAS özel kuvvetleri, yaklaşık 1 000 İngiliz askerine sahayı hazırlamak üzere daha şimdiden Libya topraklarındalar. « ABD, Birleşik Krallık, Fransa ve İtalya’nın ortak mutabakatıyla », « en büyük petrol sahalarından on ikiye yakınını ele geçiren ve IŞİD’in Sirte’deki üssünden Kuzey Afrika’nın en büyük rafinerisi olan Marsa el-Brega’ya ilerlemeye hazırlanan yaklaşık 5 000 aşırı İslamcıyı durdurmak » amacıyla yürütülen harekata, 6000 ABD’li ve Avrupalı asker ve Deniz Piyadesi katılacak. SAS komandolarının, halen kimlikleri tartışmalı olan « Libyalı askeri komutanları » eğittiği savaş alanının yönetimi, « kara birliklerinin, tankların, savaş uçakları ve gemilerinin » kullanımını öngörüyor. Bir muhrip Libya’ya doğru yola koyulurken, Birleşik Krallık Libya’yı bombalamak üzere, halen Suriye ve Irak’taki saldırılar için 10 Tornado ve 6 Typhoon’un konuşlandığı Kıbrıs’a ek savaş uçakları gönderiyor. Difesa Online’ın teyit ettiği bilgilere göre Amerikan özel kuvvetleri Navy Seal’lerin bazı birimleri daha şimdiden Libya’dalar.

Harekat, kesinlikle tümüyle « İtalya’nın yönetimi altında » olacak. Bu açıdan bakıldığında, Libya’daki yeni savaş için üslerini kullanıma açarak ve birliklerini kullanarak en ağır yükü ve maliyete üstlenecek olan İtalya olacaktır. Ama ne yazık ki bütün bunlar gerçek anlamda harekatın kumandasını üstlenmesine yetmeyecektir. Harekat0 aslında, her zaman ABD komutası altında olan bizzat kendi komuta zinciri ve NATO’nunki aracılığıyla sadece ve tek başına ABD tarafından yönetilecektir. U.S.Naval Forces, aynı zamanda Avrupa’daki ABD Deniz Kuvvetlerinin yani JFC Napoli (Genel Karargahı Lago Patria’da olan NATO Komutanlığı) ve NATO’nun Mukabele Gücü’nün her iki yılda bir başına geçen, ABD’li bir Amiralin komutası altındadır.

ABD’nin Afrika’daki Komutanlığı U.S. Africa Command bu harekatta kilit görev üstlenecektir: AFRICOM, « Afrika kıtasında gelişen tehditlerle baş edebilmek için » gerçekleştirilecek bir askeri kampanyanın « beş yıllık planını » ancak 8 Ocak 2016’da duyurabildi. Temel hedefleri arasında, « Libya’da istikrarsızlığa neden olan ve görevini yapamayan Libya Devleti üzerinde tüm çabaları yoğunlaştırmak » vardır. 2011’de, ülkeye sızdırılan güçlerle ve 10 000 hava saldırısıyla Libya’yı « iflas etmiş » bir ülkeye dönüştürerek yıkıma götüren savaşın birinci aşamasını yöneten yine aynı AfriCom olmuştur. Komuta ardından yine ABD Komutasındaki NATO yönetimine geçmiştir.

Halen AfriCom « ülkede istikrarsızlığı önlemek » üzere yeniden müdahale etmeye hazırdır ve Genel Sekreteri Jens Stoltenberg’in « Libya’ya müdahaleye hazır olduğunu » beyan eden NATO da keza öyle. Ve İtalya bir kez daha harekatın temel ana üssü olacaktır. AfriCom’un iki alt komutanlığı halen İtalya’da bulunmaktadır: U.S.Army Africa (Afrika’daki ABD Kara Kuvvetleri) ve U.S.Naval Forces Africa (Afrika’daki ABD Deniz Kuvvetleri).

Amiralin kendisi bizzat ABD Başkanı tarafından atanan ve aynı zamanda ABD’nin Avrupa Komutanlığının başındaki ABD’li bir general olan Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Komutanlığının emri altındadır.

Asıl amacı ekonomik ve stratejik açıdan önem taşıyan kıyı bölgelerinin işgal edilmesi olan Libya’daki yeni savaşın « İtalya tarafından idaresi » bu şekilde gerçekleşecektir. Bu savaş, 2011’de olduğu gibi, « barışın muhafazası için gerçekleştirilen insani amaçlı bir harekat » olarak sunulacaktır.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)