Doğudan ve güneyden gelen daha önce benzeri görülmemiş meydan okumalar karşısında, « NATO-AB arasındaki stratejik işbirliği için yeni bir atılım gerçekleştirmek ve yeni bir içerik kazandırma zamanı gelmiştir ». 8 Temmuz’da Varşova’da gerçekleştirilen NATO zirvesi sonunda, İttifak Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk ve Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Junker tarafından imzalanan ortak bildiri bu sözlerle başlıyor [1].

Avrupa Birliği temsilcileri, ABD’ye savaş için açık çek verdiler. Bildiğiniz gibi NATO’nun –ki Avrupa Birliğindeki 28 ülkenin 22’si bu örgüte üyedir (Büyük Britanya AB’den çıktığında bu, 27 ülkenin 21’i şeklinde olacaktır- komutası, ona kendi stratejisini dayatan Washington’un elindedir. 9 Temmuz’da zirveye katılanlar tarafından onaylanan ve –aşağı yukarı sadece Berlin, Paris ve Londra ile birlikte Washington tarafından kaleme alınan- ve İtalyan Başbakanı Renzi dahil diğer tüm Devlet ve hükümet başkanlarının gözü kapalı imzaladığı 139 maddeden oluşan bir belge olan bildiride, bu konu eksiksiz olarak ifadesini bulmuştur [2].

Doğu’da eski SSCB topraklarının derinliklerine saldırgan bir şekilde uzandıktan sonra ve Rusya’ya karşı doğu cephesini yeniden açabilmek için neo-Nazi Meydan darbesini örgütleyen NATO, Rusya’yı « saldırgan eylemlerde bulunmak, Ukrayna’yı istikrarsızlaştırılmak, Baltık bölgesinde ve Karadeniz’de, ve doğu Akdeniz’de Suriye rejimine destek vermek amacıyla NATO sınırlarında kışkırtıcı askeri faaliyetler yürütmek, tehdit ve güç kullanımı yoluyla siyasal hedeflere ulaşma iradesi ve saldırgan nükleer söylemi sürdürmekle » suçluyor.

Bütün bu olan biten karşısında NATO, « caydırıcılığını » (yani Avrupa’daki nükleer güçlerini) ve « İttifakın doğu bölümündeki ileri varlığını » (yani Rusya sınırının yanı başında askeri yığınağını) güçlendirerek cevap veriyor. Bu tam olarak, Avrupalı ülkeleri ile Rusya arasında varılmış herhangi bir ekonomik anlaşmayı her an ortadan kaldırabilecek bir savaş ilanıdır (her ne kadar NATO « Rusya ile çatışma arayışında olmadığı » konusunda güvence verse de).

Güney cephesinde, içeriden ve dışarıdan birleşik bir faaliyetle Libya’yı yok ettikten ve aynı harekatı Suriye’de de yürütmeyi denedikten (Rus müdahalesi sayesinde başarısız kalmıştır); terörist grupları silahlandırıp eğittikten ve IŞİD’in oluşumuna ve Suriye ve Irak’taki saldırısına destek verdikten ve sığınmacı dalgasının Avrupa’ya yönelmesine neden olduktan sonra, NATO, bölgesel istikrarı ve güney sınırlarının güvenliğini tehdit eden krizle, sığınmacıların insanlık trajedisinden « endişe duyduğunu » açıklıyor; IŞİD’in sivillere karşı kullandığı şiddeti ve « ateşkesi ihlal ettiği için Suriye rejimini ve destekçilerini » daha da sert ifadelerle « kınıyor ».

« Güneyden gelenler de dahil, bu tehditlere cevap verebilmek için », NATO birliklerini yüksek yetenek ve intikal kabiliyetini geliştiriyor. Bunun için « buna uygun özel yatırımlara » yani müttefiklerin arttırma sözünü verdikleri uygun bir askeri harcamaya ihtiyaç vardır.

NATO’nun zirve sırasında yayınladığı resmi rakamlarına göre, İtalya’nın 2015’teki askeri harcaması 17 milyar 642 milyon Euro oldu ve 2016 yılı harcamasının 19 milyar 980 milyon Euro olması bekleniyor, yani 2,3 milyarlık bir artış söz konusu. Savunma bütçesinin dışında kalan askeri harcamaları (uluslararası görevler, savaş gemileri ve diğerleri) dikkate alırsak, yapılan harcama gerçekte çok daha yüksek oluyor. Sadece NATO’nun rakamlarını dikkate alırsak, İtalya’nın 2016 yılında, günlük ortalama askeri harcaması yaklaşık olarak 55 milyon Euro’dur.

İtalya Başbakanı Matteo Renzi, Varşova zirvesi sırasında « Büyüklerin » arasında kasıla kasıla yürürken ve parlamento (muhalefet de dahil olmak üzere) başını diğer tarafa çevirmişken, NATO ve AB bizimle ilgili yaşamsal kararlar alıyor.

Her bir NATO ülkesinin savunma harcamalarına ilişkin rakkamlara 4 Temmuz bildirisi linkinden ulaşılabilir.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)

[1« Déclaration commune OTAN-UE », par Donald Tusk, Jean-Claude Juncker, Jens Stoltenberg, Réseau Voltaire, 8 juillet 2016.

[2NATO Warsaw Summit Communiqué”, Voltaire Network, 9 July 2016.