Kızılordunun « Aleksandrov » adlı ünlü sanat topluluğunun 64 üyesini taşıyan RA-85572 kuyruk numaralı Tupolev-154 uçağı, Soçi Uluslararası Adler Havalimanından havalandıktan iki dakika sonra « radarlardan kaybolarak » denize düştü. Sivil havacılıkta « radarlardan kaybolmak » hava trafiği yer kontrol birimleri için, uçağın transponder’inden (aktarıcısı) gelen sinyalin kesilmesi anlamına gelmektedir. Transponder pilot kabinine monte edilmiştir ve her bir parametreyi (hız, irtifa, uçuş yönü, yükselme ya da alçalma) otomatik olarak aktarmaktadır. Kaza hala gizemini korumaktadır çünkü uçuş ekibi hazırlıksız yakalanmış ve uçak düşmeden önce telsizden hiçbir bilgi iletilmemiştir. Uçağın motorlarından birine kuş girmesinin kazaya yol açması olasılığını dikkate almıyorum çünkü bu durumda Tu-154 giderek hız kaybederdi ve uçuşunu motorlar çalışmadan da sürdürebilirdi.

Kaptan pilot, toplam 3 000 uçuş saatlik deneyime sahip bir askerdi. Kalkıştan iki dakika sonra, flapları kapalı olan uçağın hızının yaklaşık olarak 500 km/saat ve irtifasının 150 metre olması gerekiyordu. Flapların kapanması, 3 ila 4 saniye süresince uçağın taşıma gücünü etkiler ve kaptan bu yüzden bu hareketi otomatik pilotta yapar. Otomatik pilot, uçuş planına göre belirlenen uçuş güzergahını bu sırada uçağa iletir.

Kalkıştan flapların kapanmasına kadar geçen sürede, Tu-154’ün hassas kumandaları azami seviyede ve hassas kumanda lövyesi geri çekili konumda olmalıdır. Tu-154’ün teknik belgelerine göre, uçak 420 ila 440 km/saat hızda iken, otomatik pilotu devreye sokmak için, kumanda lövyesi büyük kol konumundan önce orta sonra da kısa kola getirilir. Hız gittikçe arttığı için, otomatik pilot bu şekilde, pilotun yapabileceği ve uçağın kırılmasına yol açabilecek ani bir manevranın etkisini birçok kez azaltabilir. Pilotaj teknik el kitabına göre, iniş takımının kapanması, orta kolda otomatik pilotaja geçildikten 5 ila 10 saniye içerisinde gerçekleşiyor. Uçak tüm uçuş boyunca manüel olarak kullanılsa bile, hassas kumanda kuralları, yukarıda tanımlanan algoritmaya göre otomatik olarak uygulanır.

Uçuş irtifa algılayıcısı (Pitot Tüpü) bir elastik membrandan oluşur ve eğer donmasını engelleyen bir sistemle korunmazsa donma ya da kalıntıların ya da sineklerin dolması sonucunda tıkanarak çalışması aksayabilir. Uçuşun bu aşamasında Pitot tüpünün çalışmaması, otomatik pilotun hesaplayıcısına hatalı irtifa verileri aktarılacağı için uçak için tehlike oluşturur. Dolayısıyla eğer iniş takımının kapanması sırasında çalışmaması söz konusu olduysa, Tu-154, otomatik pilotun hızlı hareketiyle aniden burnu üzerine pike yapmaya başlamış olabilir.

Her ne kadar pilot hızla müdahale etmiş olsa bile, kumandalara müdahalesinin hassas kumanda lövyesinin uzun koldan orta kol pozisyonuna gelmesi üzerinde etkisi az olur. Çok düşük uçuş irtifası nedeniyle (150 m), uçağın tekrar uçuş ekibinin kontrolüne geçmesi bu durumda hemen hemen imkansızdır.

Otomatik pilottaki arızanın, Rusya’nın Kogalymavia havayolu şirketinin Mısır’ın Şarm el Şeyh kentiyle Sen Petersburg’un Pulkovo Havalimanı arasındaki KGL 9268 sefer sayılı uçuşu sırasında düşen A321-231’in de düşme nedeni olduğunu hatırlatalım. A321-231 uçağının otomatik pilot idare bilgisayarının, hız, irtifa ve dikey hız konusunda hatalı veriler aldığı anlaşılıyor. Otomatik pilot aniden 4g negatif aşırı yük ve 40 ila 50 derecelik bir alçalma açısı olan manevra emirleri vermiş, bunun sonucunda birkaç saniye içerisinde 5-6g’lik pozitif aşırı yük oluşmuş ve bir yolcu uçağı uçuş ekibinin gerçekleştiremeyeceği manevralar ortaya çıkmıştır.

Çeviri
Osman Soysal