Pentagon’un ABD’nin nükleer stratejisine ilişkin Nuclear posture Review 2018 adlı raporu, halen Beyaz Saray’da gözden geçirilme aşamasındadır. Başkan Donald Trump tarafından onaylanacak son şeklinin yayınlanması beklenirken, 64 sayfadan oluşan taslak [bu bağlantıdan indirebilirsiniz] basına sızdı (ya da daha doğrusu Pentagon tarafından sızdırıldı).

Program ABD’nin, devlet ve devlet dışı öznelerden kaynaklanan « daha önce eşi görülmemiş bir dizi tehditle » karşı karşıya olduğu bir dünyayı tanımlamaktadır. Pentagon’un görüşüne göre ABD nükleer gücünü azaltmayı sürdürürken, Rusya ve Çin stratejilerini yeni yeteneklere sahip nükleer güçler üzerine kurgulamakta ve « uzay ve siber-uzam da dahil olmak üzere gittikçe saldırganlaşan bir tutum » sergilemektedirler. Kuzey Kore gayri meşru bir şekilde nükleer silaha sahip olmayı sürdürmektedir. İran, her ne kadar askeri nükleer programa sahip olmasını yasaklayan bir planı kabul etmiş olsa da, « bir yıl içerisinde nükleer silah üretmesine olanak sağlayacak teknolojik yeteneğini » korumaktadır.

Pentagon bir dizi veriyi çarpıtarak, ABD’nin nükleer gücünün büyük bölümüyle modası geçmiş olduğunu ve kökten bir yeniden yapılandırmaya ihtiyacı olduğunu göstermeye çalışmaktadır. Rapor ABD’nin Obama yönetimi sırasında, 1 000 milyar doları aşan bir bedelle Soğuk Savaşın sonundan beri en büyük nükleer silahlanma programını başlattığından söz etmemektedir. « ABD nükleer güçlerinin modernizasyonu programı –ABD Biliminsanları Federasyonundan Hans Kristensen’in belgelediğine göre– ABD’nin balistik füzelerinin imha yeteneğini üç misli arttıran devrimci yeni teknolojilerin gerçekleştirilmesine imkan vermiştir ».

Öngörülen yeniden yapılandırmanın asıl amacı, bölgesel çatışmalarla ya da bilgi işlem sistemlerine yönelik hacker saldırısına (gerçek ya da varsayılan) karşılık vermede dahi kullanılabilecek « düşük güce sahip nükleer silahlar » geliştirerek, « esnek nükleer yeteneklere » sahip olmaktır.

Bu türdeki başlıca silah, rapora göre « 2020 yılında kullanıma hazır hale gelecek olan » B61-12 nükleer silahıdır. Pentagon’a göre, ABD, İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve Türkiye’de konuşlu olan mevcut B61’lerin yerini alacak olan B61-12’ler, « ABD’nin ileri üslerinden hareketle nükleer tırmanışa yanıt verme kapasitesine sahip olduğu her türlü rakip güce karşı açık bir caydırıcı işareti » temsil etmektedir.

Amerikan Biliminsanları Federasyonu’nun belgelediği gibi, Pentagon’un İtalya ve Avrupa’daki « ileri üsleri »nde konuşlandıracağı bomba sadece B61’in modernleştirilmiş bir sürümü değil ama tercih edilebilir dört güç seçeneğine, hedefe uzak mesafeden ateşleme imkanı tanıyan bir yönlendirme sistemine ve komuta merkezi sığınaklarını imha etmek için yeraltına girme yeteneği olan bir nükleer başlığa sahip yeni bir silahtır.

Pentagon’un altını çizdiğine göre 2021’den itibaren B61-12’ler, aralarında Ghedi’deki 6ncı Stormo’ya bağlı İtalyan PA-200 Tornado’larının da yer aldığı müttefik avcı uçakları tarafından da kullanılabilecek. Ancak bunların hedefe yönlendirilmesi ve sığınaklara yönelik yeteneklerinden faydalanılabilmesi için F-35A avcı uçaklarına ihtiyaç olacaktır. Pentagon raporuna göre « yeni nesil F-35A avcı uçakları NATO’nun caydırıcı gücünü ve güvenlik koşulları gerekli kıldığında ileri mevzilerde nükleer silahlarımızı konuşlandırma yeteneğimizi oluşturacaktır ».

Böylelikle Pentagon Rusya’yı hedef alan B61-12 silahlarıyla donanmış F-35A’ların konuşlanışına yönelik planını duyurmaktadır. Bu tabi ki Avrupa’nın « güvenliği » içindir. Demokrat Senatör Edward Markey’in « nükleer savaş için yol haritası » olarak tanımladığı Pentagon’un raporunda böylece İtalya ön safta yer almaktadır. Acaba bu durum genel seçimlerimize katılan bazı adaylarımızın umurunda mıdır?

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)