Piyasalar ve Avrupa Birliği teyakkuzda, muhalefet taarruzda, Cumhurbaşkanı anayasaya uyma çağrısında bulunuyor, çünkü hükümetin açıkladığı mali manevra yaklaşık 27 milyar Euro açığa neden olacak.

Öte yandan, hükümette olduğu kadar muhalefette de İtalya’nın aynı tutarı askeri amaçlı olarak harcaması gerçeği konusunda mutlak bir sessizlik hüküm sürüyor.

2018 yılı askeri harcaması yaklaşık 25 milyar Euro’dur ve bu tutar, eklenecek askeri nitelikli başka kalemlerle birlikte 27 milyarı aşmaktadır. Bu da günde 70 milyon Euro’dan fazlası anlamına gelmektedir ve bu miktar artmaktadır çünkü İtalya, NATO nezdinde bu harcamayı günde yaklaşık olarak 100 milyona çıkartmayı taahhüt etmiştir.

Silahlar, silahlı kuvvetler ve askeri müdahaleler için kamuya ait paradan giderek artan bir ödeme yapılmasını neden kimse sorgulama gereği duymuyor? Çünkü bu, bizden bu harcamayı sürekli olarak arttırmamızı isteyen « ayrıcalıklı müttefik » (yani egemen) ABD’ye karşı gelmek anlamına gelecektir.

ABD’nin 2019 mali yılı (1 Ekim 2018’de başlayan) için öngördüğü askeri harcama tutarı 700 milyar doları aşmaktadır ki bu tutara emekli askerler için yaklaşık 200 milyar da dahil olmak üzere askeri nitelikli başka kalemler de eklenmektedir. ABD’nin toplam askeri harcaması böylece yıllık 1 000 milyar dolara yanı federal bütçenin dörtte birine ulaşmaktadır. Savaşa artarak daha fazla yapılan yatırım ABD’ye (Pentagon’un resmi amacına göre) « dünyanın önde gelen askeri gücü olarak kalma, güç dengelerinin lehimizde olmaya devam etme ve refahımızı azami olarak destekleyen bir uluslararası düzenin sürdürülmesi » imkanı vermektedir.

Ancak 2019 mali yılı içerisinde askeri harcamalar federal bütçede yaklaşık 1 000 miyarlık bir açığa neden olacaktır. Bu da ileride, yaklaşık olarak 21 500 milyar dolara ulaşması beklenen ABD federal hükümetinin borcunu arttıracaktır. Bu borç içeride sosyal harcamalarda kesintiler ve dışarıda küresel parasal rezervlerinin ve hammaddelerin fiyatlandırılmasında başlıca para birimi olarak kullanılan dolarları basarak karşılanmaktadır.

Bu arada bazıları askeri harcamanın artmasından karlı çıkmaktadır. Bunlar savaş sanayisinin devleridir. Dünyadaki on büyük silah üreticisinin altı tanesi ABD’lidir: Lockheed Martin, Boeing, Raytheon Company, Northrop Grumman, General Dynamics, L3 Technologies. Ardından İngiliz BAE Systems, Fransız-Hollandalı Airbus, artık 9ncu sıraya düşen İtalyan Leonardo (eski Finmeccanica) ve Fransız Thales gelmektedir.

Burada sadece silah üreten devasa fabrikalar söz konusu değildir. Söz konusu şirketler, kurumlar ve siyasal partilerle yaygın ve derin çıkarlar ilişkisi yumağı içerisinde sıkı bir şekilde bütünleşmiş askeri-sinai kompleksi oluşturmaktadırlar. Bu da, bölgesel gerilimlerin ve savaşların arttığı ölçüde karı ve gücü de artan, silaha dayalı gerçek bir müesses nizamı ortaya çıkarmaktadır.

Cirosunun % 85’ini silah satışından sağlayan Leonardo, ABD askeri-sinai kompleksiyle bütünleşiktir: İtalya’da Lockheed Martin’in F-35 avcı uçaklarının Cameri tesisinin yönetimini üstlenirken, sadece Pentagon’un ordu ve ajanslarına ürün ve hizmet sunmakla kalmamakta, istihbarata da ürün ve hizmet vermektedir.

Leonardo, Eylül ayında Pentagon tarafından, sözleşmeli olduğu Boeing ile birlikte, U.S. Air Force’a AW139 taarruz helikopterinin tedarikçisi olarak seçildi. Ağustos ayında Fincantieri (Ekonomi ve Maliye Bakanlığının mali şirketinin denetiminde olan) Lockheed Martin ile birlikte U.S. Navy’ye iki muhrip kıyı gemisi teslim etti.

Neden İtalyan parlamento ve kurum organlarında, askeri harcamalarda kesinti yerine artış yapılmasına yönelik ezici bir çok partili görüş birliği olduğunu sorguladığımızda bütün bunları da akıldan çıkarmamamız gerekir.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)