Her ne kadar herkes Alexandre Benalla’yı Cumhurbaşkanının her yerde korumalığını yaparken görse de, o hiçbir şekilde onun güvenliğinden sorumlu değildi. Peki o zaman görevi neydi?

Alexandre Benalla kimdir?

Le Monde tarafından ortaya çıkarılan Benalla olayı, Elize kulislerinde yaşananları görmemizi sağladı. Emmanuel Macron’un yanında çalışanlardan biri, geçtiğimiz 1 Mayıs günü polis copu ve polis telsiziyle polis kılığında iki göstericiyi dövmeye giden bir serseridir. Vali’nin ifadesiyle « sağlıksız arkadaşlık ilişkilerine » sahiptir. Bu olay artık 5 kişinin dahil olduğu bir adli soruşturmanın konusu olmuş durumdadır. Ayrıca İçişleri Bakanlığı müfettişleri (IGPN) olayla ilgili bir idari soruşturma da açmıştır.

Basit bir çalışanın ötesinde görevler üstlenen bu serserinin « Cumhurbaşkanı özel kalem müdür yardımcısı » olduğu ortaya çıktı. Halk önünde olduğu kadar özel olarak da birçok fırsatta patronuna korumalık yapmıştı ve onun ikinci konutunun anahtarlarına sahipti. Görevi (tam olarak hangisi) dolayısıyla ona bir silah taşıma ruhsatı da verilmişti. Hizmetine süper ışıldaklı bir görev aracı da sunulmuştu (kim tarafından?). Millet Meclisi salonu giriş kartı, diplomatik pasaport ve bir Secret-Defense akreditasyonuna sahipti (ne için?).

Senato soruşturma komisyonu önünde yeminli ifade veren polis sendikalarına göre, Cumhurbaşkanının serserisi polisler arasında « terör » saçıyordu. Onlara emretme yetkisini kendinde görerek, üst düzey polis ve jandarma yetkililerini tehdit etmekten ve aşağılamaktan çekinmiyordu. « Hafiyeleri » ile birlikte İçişleri Bakanlığının ve emniyet müdürlüğünün toplantılarına katılıyordu. Elize için « gece bekçileri » işe alıyordu. Bütün bu suçlamalar Cumhurbaşkanlığı özel kalemi tarafından açık bir şekilde yalanlanmıştır.

Cumhurbaşkanı Macron, Alexandre Benalla’nın « ihanetine » uğradığını ve on beş gün görevden alarak, maaşını keserek ve daha önemsiz bir göreve atayarak cezalandırdığını açıkladı. Öte yandan, « teknik » nedenlerle mali yaptırım uygulanamadı. Bunun dışında birkaç gün sonra, « personel sıkıntısı nedeniyle » aynı Benalla hiçbir şey olmamış gibi Cumhurbaşkanına eşlik etmeye devam ediyordu. Cumhurbaşkanlığı güvenliğinden sorumlu kişilerden hiçbiri, hatta İçişleri Bakanı bile 1 Mayıs’taki dayak olayından haberdar olmalarına karşın bu ısrarlı yakınlıktan kaygı duymamışlardır.

Meclis araştırma komisyonundaki parlamenterlerin açık sorusu buradan kaynaklanmıştır: Alexandre Benalla sadece Cumhurbaşkanı Macron’un emirleriyle hareket eden, oluşturulma aşamasında olan bir paralel polis örgütünün parçası mıydı?

Fransız anayasal sistemine Cumhurbaşkanının doğrudan hükümete bağlı idareler üzerinde hiçbir erkinin olmadığını anımsatmamız gerekir. Cumhurbaşkanının güvenliği sivil ve askeri memurlarca sağlanmaktadır [1]. Cumhurbaşkanı sadece kendi emirlerine bağlı bir güvenlik servisine sahip olsaydı, bunun denetlenmesi mümkün olmayacaktı çünkü görevi süresince Cumhurbaşkanına tanınan « dokunulmazlık »tan yararlanacaktı.

Altı gün süren suskunluk sonrasında Cumhurbaşkanı, düzenlenen bir gece dolayısıyla bir araya gelen sadık dostlarına seslendi. Kendisini destekleyenlerin dahi kafalarında bu konuya ilişkin sorular bulunduğunu unutan Cumhurbaşkanı, onları kendisini suçlamak için kılı kırk yaran düşmanlarına karşı seferber etti. Özel Kalem müdür yardımcısının ihanetine uğradığını belirtti. Tek liderin kendisi olduğunu ve dolayısıyla da bu casting hatasının tek « sorumlusu » (gerçekte bu hatanın tek sahibi) olduğunu kabul etti.

Bu hitap çok güzel ve etkileyicidir. Ama sorulan soruya yanıt vermemektedir.

Özellikle de, tek « sorumlu » Cumhurbaşkanı olduğu için —ya da daha doğrusu görev süresi dolduğunda olacağı için— ifadesi alınan kişileri ayrıntılı yanıt vermekten muaf tutarak parlamenterlerin işine engel olmaktadır. Herkes dağılsın lütfen, görecek bir şey yok!

Ertesi gün söylediklerini bizzat düzeltmek zorunda kalacak olan Emniyet Müdürlüğü Asayiş Müdürü Alain Gibelin’in Elize’nin açıklamalarını yalanlayan yeminli ifadesi, ardından Alexandre Benalla’nın görevine ilişkin resmi açıklamayla valilik silah taşıma kararında yer alan gerekçeler ya da yine Maliye’ye 9 Temmuz’da yaptığı adres değişikliğiyle Elize’nin lojmana sahip olmadığı yolundaki açıklaması arasındaki çelişkiler karşısında parlamenterler şaşkınlığa düştüler…

Bu arada Alexandre Benalla hesabına çalışan polisler tarafından, çok sayıda çalışanın görüntülediği Elize’de tam gün üzerinde çalışılan Paris Emniyet Müdürlüğündeki güvenlik kamera kayıtlarının çalınmasından hiç söz etmiyoruz.

« Gladio B » varsayımı

Bay Benalla’nın görevinin, US Secret Service’in aynı zamanda Cumhurbaşkanı’nın korunması ve terörizmle mücadeleyi içerecek şekilde Fransa’daki eşdeğerini kurmakla görevlendirildiğini bu sütunlarda daha önce yayınlamıştık [2]. Bu haber bugün meslektaşlarımız tarafından adımız dahi anılmadan yaygın olarak yeniden yayınlanmıştır.

Bu konuyla ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadığını açıklayan İçişleri Bakanı, Elize’nin güvenlik servilerinin baştan başa elden geçirilmesinin amacının bunları geleneksel hiyerarşilerden kaçırmak olmadığına inanmaktadır. Bu konu hakkında da aldatılmasına izin vermediğini umut ediyoruz.

Öte yandan Soğuk Savaş sırasında ABD ve Birleşik Krallık’ın müttefik devletlerin tamamında ulusal kurumlara yönelik Sovyet nüfuzuna karşı mücadele etmek üzere bir birim oluşturduklarını anımsıyoruz. Bu konu tarihçiler arasında stay-behind ve kamuoyunda ise İtalya kolunun tanımlaması Gladio adıyla bilinmektedir. Bu yapı Dünya Anti-Komünist Birliği (WACL) aracılığıyla CİA ve MI6 tarafından ortak olarak yönetilmiştir [3]. Sadece Avrupa’da NATO’ya bağlı olarak faaliyet yürütmüştür [4].

Bu stay-behind ağının başlıca sorumluları (yani Sovyet işgali halinde yeraltına inmeye yetkili olanlar) Nazi zulmünün eski sorumlularıydı. Her ne kadar Fransızlar Lyon’daki SS yüzbaşısı ve Gestapo şefi Klaus Barbie’nin bu şekilde Bolivya’da Che Guevara’ya karşı oluşturulan stay-behind’in sorumlusu olduğunu bilseler de, örneğin 17 Ekim 1961’de yüzlerce Cezayirli’yi katleden Paris Emniyet Müdürü işbirlikçi Maurice Papon’un, Fransa’da FLN’ye karşı oluşturulan ağın sorumlularından biri olduğunu bilmezden gelmektedirler [5]. Burada, oturduğum Şam kentinde, bir başka SS subayı ve Drancy Kampı Müdürü Alois Brunner’in ülkenin Sovyet kampına kaymaması için CİA ve MI6 tarafından Suriye gizli servisine danışman olarak yerleştirildiğini anımsıyoruz. Bu şahıs, iktidara gelir gelmez Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından tutuklanmıştır.

Stay-behind, Cezayir’i Sovyetlere terk etmekle suçlanan Fransa’ya karşı tavır aldığında, 1961’deki darbeyi örgütleyip, OAS’ı (Gizli Ordu Örgütü) finanse ettiğinde, Cumhurbaşkanı De Gaulle milise karşı bir milis olan SAC (Sivil Eylem Servisi) oluşturmak üzere bu yapıdan bazı unsurları kullanır [6] .

Görünenin aksine burada o kadar da eski öyküler anlatılmıyor: siyaset dünyası içerisinde hala stay-behind ağına dahil olmuş kişiler bulunmaktadır; örneğin Avrupa Komisyonunun bugünkü Başkanı Jean-Claude Junker, Gladio’nun Lüksemburg lideri idi [7].

Ludovic Chaker

Tabi ki XXInci yüzyılda artık eskiden olduğu gibi insanlar işkence edilip katledilmiyor, rahatsızlık yaratanları basın yoluyla itibarsızlaştırmakla yetiniliyor. Özellikle de Sovyetler Birliği olmadığı için, artık stay-behind ağı da yoktur. Ancak eldeki yenilenen personel yeniden başka yerlere yerleştirildi. Birçok unsur bu ajanların Afganistan’da Sovyetlere karşı cihadı yönlendirdiğini [8], ardından da bugün FBI tarafından Gladio B olarak adlandırılacak ölçüde, aynı şeyi Rusya’ya karşı yaptıklarını ortaya koymaktadır [9]. Bu ağın son 17 yıl boyunca « Genişletilmiş Ortadoğu »’daki etkinliğini artık kanıtlamaya dahi gerek yok.

Tam olarak, terörizmle mücadele —ya da onun manipülasyonu— konusu Elize’nin bir benzerini oluşturmaya çalıştığı ABD’deki Secret Service’le bağlantılıdır. Garip bir şekilde Elize’nin Vali Pierre de Bousquet’nin yönetimindeki terörle mücadele task force’u daha şimdiden Cumhurbaşkanına bağlı Genelkurmay Başkanı Amiral Bernard Rogel’in özel görevlisine emanet edilen bir « hücre » tarafından ikilenmiştir. Opinion’a göre Benalla’yı görevlendiren Ludovic Chaker adlı özel görevli, Dış Güvenlik Genel Müdürlüğü’nün (DGSE) bir « eski » ajanıdır [10].

Burada niyetimiz Alexandre Benalla’yı Maurice Papon’la karşılaştırmak değildir ama onun Avrupa’da (yeniden) oluşturulma aşamasında olan bir yasadışı baskı gücünün unsuru olması olasılığını sorgulamaktır.

Benalla olayını kim tetikledi?

Bay Benalla’nın kurbanlarının şikayetçi olmaması ve zulmüne ilişkin video görüntülerinde onu seçebilmenin zorluğu dikkate alındığında bu olayından kendiliğinden kamuoyuna mal olmadığı gayet açıktır.

Bu skandalın ortaya çıkmasına neden olan kişilerin hem Alexandre Benalla, hem de Elize’de süregelen karışıklık konusunda oldukça bilgili oldukları aşikardır. Burada akla hemen İç Güvenlik Genel Müdürlü (DGSİ) ya da Savunma Güvenliği (DRSD) yetkilileri geliyor.

Polislerin Alexandre Benalla’ya 1 Mayıs’ta kötüye kullandığı polis yetkilerini vermiş olması da olasıdır. Bu durumda da tuzağa düşürüldüğünü söyleyebiliriz [11].

Bugün itibariyle artık Soğuk Savaş ve Cezayir Savaşı dönemindeki koşullara sahip değiliz. Bu olayı SAC oluşumu ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı Macron, bir milis gücüne karşı onun gibi yasayı çiğneyerek ülkeyi koruma arayışında değildi. Aksine Rusya-ABD ittifakı ile Başkan Trump’a karşı her türlü yolu kullanan Anglosakson derin devleti arasındaki çatışma koşulları içerisindeyiz.

Çeviri
Osman Soysal

[1Birbirine karşıt siyasi kökenlerden gelen bir Cumhurbaşkanı ve Başbakanın birlikte çalışmasının söz konusu olduğu dönemlerde, Cumhurbaşkanının güvenliği, Başbakan’a Cumhurbaşkanının yaptıklarını ifşa etmemek için sadece jandarma tarafından sağlanmaktaydı.

[2Alexandre Benalla’nın misyonu”, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 24 Temmuz 2018.

[3Uluslararası suçun enternasyonali, Dünya Anti-Komünistler Birliği”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 12 Mayıs 2004.

[4Secret Warfare : Operation Gladio and NATO’s Stay-Behind Armies, Daniele Ganser, Routledge 2005. Türkçe basımı: NATO’nun gizli orduları, Gifin Yayınları, tercüme Gülşah Karadağ, 2012. Stay-behind , aralarında Emmanuel Amara’nın France-Télévision için hazırladığı Les Armées secrètes de l’OTAN ya da Lucio Mollica’nın RTBF için hazırladığı Au cœur de la Guerre froide : les hommes de l’ombre’un da bulunduğu birçok Fransızca belgesele konu oldu . Kendi payıma, bundan yirmi yıl önce şu makaleyi yazmıştım: « Stay-behind : les réseaux d’ingérence américains », Voltaire İletişim Ağı, 20 Ağustos 2001.

[5« La guerre secrète en France », yazan Daniele Ganser, Voltaire İletişim Ağı, 18 Nisan 2011.

[6« Quand le stay-behind portait De Gaulle au pouvoir », « Quand le stay-behind voulait remplacer De Gaulle », yazan Thierry Meyssan, Voltaire İletişim Ağı, 27 Ağustos ve 10 Eylül 2001.

[7« Gladio-Luxembourg : Juncker contraint de démissionner », Voltaire İletişim Ağı, 10 Temmuz 2013.

[8Bakınız Gözlerimizin önünde – 11 Eylül’den Donald Trump’a, yazar Thierry Meyssan, Tercüme Murat Özdemir, Voltaire İletişim Ağı, 2017 kitabının ikinci bölümü.

[9Bu konuda Sibel Edmonds’a ait çok sayıda kitap ve belgesele bakınız.

[11Bu konuda Alain Gibelin’in Meclis Araştırma Komisyonuna verdiği ifade ve mektuba bakınız ve bunları Alexandre Benalla’nın 27 Temmuz tarihli Le Monde’ta yayınlanan açıklamalarıyla karşılaştırınız.