Hillary Clinton’un eski yardımcısı Jeffrey Feltman, 2 Temmuz 2012’de Birleşmiş Milletlerin iki numarası oldu. Yolsuzluğa fazlasıyla bulaşmış olan Genel Sekreter Ban Ki-mun önünde elini Örgüt Sözleşmesi üzerine koyarak yemin ediyor.

Ekim 2017’de Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Jeffrey Feltman, Suriye’deki çatışma karşısında izlenecek tavra ilişkin örgüte bağlı tüm ajanslara yönelik gizli talimatlar yazıyordu.

Örgüte üye devletler, hatta Güvenlik Konseyi üyeleri bile hiçbir zaman bu talimatların varlığı konusunda bilgilendirilmediler. Ta ki Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov bunları geçtiğimiz 20 Ağustos’ta ifşa edene kadar [1].

Söz konusu talimatlara ilişkin bir kopyayı ele geçirme imkanı bulduk [2].

Bu belge, önceliklerini alt üst ettiği Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne [3] aykırıdır. Sözleşmenin amacı « uluslararası barış ve güvenliğin devamını sağlamak » iken, « insan haklarına saygıyı » bu amacın üzerinde tutmaktadır. Böylece söz konusu hakların barışa karşı araçsallaştırılmasına olanak sağlamaktadır.

« İnsan hakları » deyimi bir hukuksal anlam bulunmadan (yani bir mahkeme önüne çıkarılabilir olmadan önce) çok önceleri de vardı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı XIXncu yüzyılda bunu savaşlarından bazılarını meşru göstermek için bol bol kullandı. Osmanlı İmparatorluğu’na karşı onları korumak için savaşmaya hazır olduğunu belirtiyordu. Gerçekte ise sadece Britanya İmparatorluğu ile Babıali arasında bir çarpışma söz konusuydu. Londra tarafından « özgürleştirildiği » iddia edilen halklar hiçbir zaman bu efendilerinin boyunduruğu altında bir diğerinden daha mutlu olmadılar. XXnci yüzyılda, önce « sınır tanımayan » STK’ların üretici markası, ardından da CİA’ye bağlı Troçkistlerin, yani neo-konların sloganı olmuştur.

Her ne kadar Birleşmiş Milletler Sözleşmesi « insan hakları » deyimini altı kez kullansa da, bunu kendine ideal haline getirmemektedir. İnsan haklarına saygı sadece barış zamanında söz konusu olabilir. Savaşın, bireysel hakların görmezden gelindiği bir karışıklıklar dönemi olduğunu hatırlatmamız gerekir. Bir halkı kurtarmak için bunların bir bölümünü kurban etmek zorunda kaldığımız korkunç bir durumdur.

Polis ile orduyu bu yüzden birbirinden ayırıyoruz. Polis bireysel hakları savunurken, ordu ortak hakları korumaktadır. Polisin « insan hakları »na saygılı olması gerekirken ordu bunları görmezden gelebilir. Konforlarının bağımlısı haline gelmiş olan çağdaşlarımızın bu temel ayrımların anlamını yitirdiği anlaşılıyor.

« İnsan haklarıcılık » başlangıçta toprak fetihlerinin bir kılıfı ise de, daha sonra uç noktaya taşınarak, ulusal devlet yapılarının ortadan kaldırılmasının ideolojisi haline geldi. Haklarımıza saygı gösterilmesi için « dünya yurttaşı » olmalı ve « sınırsız » bir « küresel hükümet » tarafından yönetilen bir « açık toplumu » kabul etmemiz gerekir.

Bizim için ve dolayısıyla da onlar için en iyisi olarak görüneni onlara dayatmak, bu her bir « dünya yurttaşı »nın tarih ve kültürünü küçümsemektir.

Jeffrey Feltman’ın bu yeni belgesinde « insan hakları » bir kez daha bir gerekçe olarak kullanılmaktadır. Bu şahıs, Hindistan Kumpanyası örnek alınarak tasarlanmış bir özel şirket, nam-ı diğer Koalisyon Geçici Yönetimi [4] bünyesinde Irak hükümetine katılarak Iraklıların insan haklarına gösterdiği saygının boyutunu göstermiştir. « Feltman Planı » [5] adıyla bilinen bir dizi belgede Suriye’ye yönelik gerçek amacını dile getirmiştir. Burada kendi kendine, Irak’ta olduğu gibi, Suriye halkının egemenliğinin tasfiyesini ve yerine bir yabancı yönetiminin kurulmasını önermektedir.

Küstahça şunları yazmaktadır: « İnsani eylem planı, BM’nin yaşamları kurtarmak ve halkların temel ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli insani faaliyetleri layıkıyla yürütebilmesini temin etmek için insani kalmalıdır. Bunun dışındaki kalkınma ya da yeniden inşa faaliyetleri, doğal olarak hükümetlerle daha uzun süreli müzakerelerle belirlenecek diğer kadrolara yansıtılmalıdır. Söz konusu olan yasal ve siyasal sorunlar dikkate alındığında bu zorunludur ». Bir başka deyinle sığınmacılara yiyecek verin ama onları kemiren açlıkla mücadele etmeyin; Suriye devleti ile müzakereler sırasında bizin için bir argüman olmaya devam etsin.

Ürdünlüler, Lübnanlılar, Türkler ve Avrupalılar şu satırları okuyunca şaşkınlığa uğrayacaklardır: « BM, sığınmacıları ve nakledilen insanları geri dönmeye teşvik etmeyecek, ama geri dönüşün ve yeniden bütünleşmenin emin, onurlu, bilinçli, gönüllü ve sürdürülebilir niteliğini teminat altına almak için ülkelerine geri dönenleri ve aynı şekilde Suriyelilerin sığınma hakkını destekleyecektir. » Profesör Kelly Greenhill’in [6] teorisini kendi hesabına yeniden alan Feltman sürgüne gidenlere ülkelerine geri dönmeleri konusunda yardımcı olmayı istememekte ama onların göçünü anavatanlarını zayıflatmak için kullanma niyetindedir.

« Birleşmiş Milletler’in yardım faaliyeti savaş suçu ya da insanlığa karşı suç işleyen taraflara yönelik olmamalıdır » diye altını çizerek, ihtiyaten herhangi bir yönetime yönelik her türlü yardımı yasaklamaktadır.

« BM, ancak taraflar gerçek ve kapsayıcı bir siyasi geçişi müzakere ettiğinde yeniden inşayı kolaylaştırmaya hazır olacaktır ». Sözleşmenin idealinden oldukça uzaktayız.

Çeviri
Osman Soysal

[1Sergey Lavrov news conference with Gebran Bassil”, by Sergey Lavrov, Voltaire Network, 20 August 2018.

[2Parameters and Principles of UN assistance in Syria”, by Jeffrey D. Feltman, Voltaire Network, 3 September 2018.

[3« Charte des Nations unies », Réseau Voltaire, 26 juin 1945.

[4« Qui gouverne l’Irak ? », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 13 mai 2004.

[5“Draft Geneva Communique Implementation Framework”, “Confidence Building Measures”, “Essential Principles”, “Representativness and Inclusivity”, “The Preparatory Phase”, “The Transitional Governing Body”, “The Joint Military Council and Ceasefire Bodies”, “The Invitation to the International Community to Help Combat Terrorist Organizations”, “The Syrian National Council and Legislative Powers during the Trasition”, “Transitional Justice”, “Local Governance”, “Preservation and Reform of State Institutions”, “Explanatory Memorandum”, “Key Principles revealed during Consultations with Syrian Stake-holders”, “Thematic Groups” (unpublished). “Almanya ve Birleşmiş Milletler Suriye’ye karşı”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, El-Vatan (Suriye) , Voltaire İletişim Ağı , 28 Ocak 2016.

[6Strategic Engineered Migration as a Weapon of War”, Kelly M. Greenhill, Civil War Journal, Volume 10, Issue 1, July 2008.