Mukteda el Sadr’ın laik Koalisyonu, eski müttefiki Irak Başbakanı Haydar el Abadi’nin Basra’da yaşanan olaylar karşısında özür dileyip istifa etmesini şart koştu.

Mukteda el Sadr bir Şii lider olmakla birlikte, aynı zamanda hem İran ve ABD karşısında bir bağımsızlık siyasetini, hem de Irak’taki diğer din, bileşenlerle bir ittifak stratejisini gütmektedir.

Başbakan Haydar el Abadi, Nuri el Maliki’nin demokratik olarak seçilmiş olmasına karşın 2014 yılında ABD ve İran tarafından ortak olarak dayatıldı. Abadi yeni görev süresinde ABD siyasetini izlemeyi taahhüt etmiş ve Washington’un Tahran’a karşı yaptırımlarını uygulayacağını duyurmuştu.

Ülkenin diğer önemli Şii şahsiyeti Ayetullah Ali Sistani, krizin çözümü için acilen yeni bir hükümetin kurulması çağrısında bulundu.

Basra’da patlak veren olayların eski gerekçeleri ve bir yeni gerekçesi vardır: aşırı tuzlu olduğu için artık içilemez hale gelen içme suyunun zehirlenmesi. Çatışmalarda on dört kişi yaşamını yitirdi. Basra Irak petrolünün akciğeridir. Dolayısıyla su ve kamu hizmetleri krizinden bağımsız olarak, İran’a karşı ABD yaptırımlarını izlemek ya da reddetmek kararından da etkilenecektir. Basra’da aynı zamanda çok kabalık bir Şii çoğunluğu da bulunmaktadır. Oysa İran Konsolosluğu ve havalimanındaki İran heyeti vahşice saldırıya uğradı.

Bu olaylar, İran’daki Hasan Ruhani hükümeti Avrupa yardımını ummayı sonlandırdığı ve Başkan Trump tarafından ilan edilen yaptırımları göz önünde bulundurduğu bir sırada yaşanıyor. Ruhani yurtdışındaki askeri durumunu pekiştirmek için Devrim Muhafızlarıyla birlikte hareket etmeye başladı.

Çeviri
Osman Soysal