Letonya, Rusya sınırı boyunca bu yıl içerisinde tamamlanması öngörülen, 90 kilometrelik 2,5 metre yüksekliğinde demirden bir duvar inşa etmektedir. 17 milyon Euro’ya mal olması beklenen duvar, 2019 yılında sınırın 190 km’yi aşan bölümüne uzanacaktır.

135 km’lik benzer bir duvar Litvanya tarafından, Kaliningrad’taki Rus toprakları ile olan sınıra inşa edilmektedir.

Estonya, yakında yine Rusya ile olan sınırına 110 km uzunluğunda ve yine aynı şekilde 2,5 metre yüksekliğinde bir duvar inşa edeceğini duyurdu. Öngörülen bedel: Estonya hükümetinin Avrupa Birliğinden finansman talebinde bulunacağı 70 milyon Euro’nun üzerindedir.

Bu duvarların amacı, hükümet açıklamalarına göre: « Avrupa ve NATO’nun dış sınırlarını korumaktır ». Eğer Rusya’dan kaynaklanan kitlesel göçmen akını karşısında « korunmaları » gerektiği gerekçesini dikkate almazsak, geriye sadece AB’nin ve NATO’nun dış sınırlarının « Rus tehdidi » karşısında « korunması » gerekçesi kalıyor.

Baltık ülkelerinin Rusya sınırı boyunca inşa edilen duvarın askeri açıdan hiçbir etkinliği olmadığı için, hedef temel olarak ideolojiktir: duvarın arkasında bizi tehdit eden tehlikeli bir düşmanın varlığını gösteren fiziksel bir simge.

Bu, ABD ve NATO’nun Avrupa’da Rusya’ya karşı tırmandırılan gerginliği meşrulaştırmak için kullanılan huzursuz edici siyasi-medyatik psyop’un (psikolojik operasyon) bir parçasıdır.

Bu bağlamda, İtalyan Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella, ilki Temmuz’da Baltık ülkelerine ve Gürcistan’a yaptığı bir gezi sırasında olmak üzere Letonya’yı iki kez ziyaret etti. Riga’da düzenlenen resmi akşam yemeğinde, Letonya’yı NATO’ya girmeyi tercih ettiği ve « hukuk devletine saygı, demokrasi ve insan haklarının merkeziliği üzerine kurulu bir açık toplum modelini benimsediği » için kutladı.

Mattarella bu sözleri, nüfusunun hemen hemen % 30’un Rus kökenli olduğu ve nüfusun % 40’ının Rusça konuştuğu Letonya’da, geçtiğimiz Nisan ayında Rusça eğitimi yasaklayan yasa tasarısını onaylayan Letonya Cumhurbaşkanı Raymond Vējonis’e söyledi. Avrupa Birliği’nin bizzat kabul ettiği iki dilliliği yasaklayarak özgürlüğü yok eden önlem, ayrıca « Moskova’nın beşinci kolu » olmakla suçlanan Rus azınlığa yönelik ayrımcılık anlamına da gelmektedir.

Cumhurbaşkanı Mattarella, iki ay sonra Eylül ayında « düşmanca tutum izleyen devletler » (Rusya’ya yönelik açık bir gönderme) tarafından gerçekleştirilen siber saldırıların da ele alındığı, Avrupa Birliği devlet başkanlarının gayriresmi zirvesi için Letonya’ya geri döndü.

Cumhurbaşkanı zirveden sonra, Rusya sınırlarındaki « güçlendirilmiş ileri kuvvet » (eFP) kapsamında Letonya’da NATO tarafından konuşlandırılan muhrip güç içerisindeki İtalyan askerlerini ziyaret etmek üzere Ᾱdaži Askeri Üssü’ne gitti. Burada, Baltık ülkeleri ve Avrupa’nın geri kalanı için Rusya kaynaklı bir tehdidin var olduğunu varsayarak psyop’u etkili bir şekilde besleyen sözlerle « varlığınız Leton dostlarımız ve diğer Baltık ülkeleri için güven unsurudur » açıklamasını yaptı.

24 Eylül’de, üç Baltık ülkesine yönelik gezisi kapsamında Papa Francis de Letonya’ya gelecektir. Kim bilir, « duvarlar yerine köprüler inşa etmek gerekir » cümlesini tekrarlar ve Avrupa bölgesini bölerek zihinleri savaşa hazırlayan yeni Demirperde konusunda da bir şeyler söyler. Ya da belki Riga’da « Özgürlük Anıtı »na çiçekler bıraktığında, genç Letonların Rusça öğrenme ve kendi dillerini kullanma özgürlüklerine sahip çıkar.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)