Ariel Noyola Rodríguez
Meksika Ulusal Özerk Üniversitesi (UNAM) mezunu ekonomist. Merkezi Kanada’da bulunan Küreselleşme Araştırma Merkezi Global Research Düşünce Merkezi üyesidir. Dünya ekonomisine ilişkin röportajları Contralínea dergisinde ve Russia Today televizyon kanalında mizahi kısa makaleleri yayınlanmaktadır. Meksika Gazeteciler Cemiyeti, 2015 yılında Réseau Voltaire Sitesinde yayınlanan makaleleri dolayısıyla en iyi finans ve ekonomi analizi dalında kendisine Ulusal Gazetecilik Ödülü vermiştir.
240 makaleler


Brezilya’da Dilma Roussef’in parlamento tarafından azledilmesinden ve Arjantin’de Mauricio Macri’nin Pembe Ev’e girmesinden sonra, ABD umutsuz bir şekilde Latin Amerika’da ve özellikle de Güney Konisinde askeri varlığını arttırmayı deniyor. Pasifik İttifakı ülkelerinden biri olan Peru, Washington’un emperyalist saldırganlığının son kurbanıdır. 2016 yılı sonunda Amazonas Bölgesel Hükümeti, kamuoyuna doğal afetlere yönelik bir yardım merkezi olarak sunulan yeni ABD askeri üssünün kuruluşunu onayladı.

Şanghay İşbirliği Örgütü, güvenlik ve savunma alanındaki işbirliğinden, ekonomik ve mali alanlarda ek bir çabaya geçme aşamasında. Kasım ayı başında gerçekleştirilen on beşinci zirvesi sırasında, Çin Başbakanı Li Kekiang, ABD’nin önde gelen stratejistlerine göre küresel egemenliğin geleceğini nihai olarak belirleyecek bir bölge üzerinde Beijing ve Moskova’nın etkisinin artmasına yol açacak, bir serbest ticaret bölgesi oluşturulmasını ve bir bölgesel kalkınma bankasının kuruluşunu üyelerine önerdi.

Lehman Brothers Bankasının çöküşü üzerinden sekiz yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen dünya ekonomisi ciddi yapısal sorunlarla boğuşmaya devam etmektedir. Dünya zayıf büyümeyle baş edemezken, bundan daha da kötüsü son yıllarda borçlanma da tehlikeli bir artış kaydetti. ABD, Almanya ve Fransa gibi sanayileşmiş ülkelerin borçları katlandı; aynı durum Brezilya ve Çin gibi ekonomileri hızla gelişen ülkeler için de söz konusu. Hiç şüphe yok ki eğer borçlanma düzeyi artmaya devam ederse er ya da geç yeni bir mali krize tanık olacağız.
Rusya, Çin ve Suudi Arabistan, doların hegemonyasını zor duruma sokuyor
yazan
Ariel Noyola Rodríguez

Amerika Birleşik Devletleri, doların küresel döviz rezervi para birimi olma alanındaki koruma yolunda gittikçe daha çok engelle karşılaşıyor. Son aylarda, başta Rusya ve Çin ve hatta Suudi Arabistan da olmak üzere ekonomileri hızla gelişen ülkeler ellerindeki büyük miktardaki ABD hazine bonosunu elden çıkardı. Bunun dışında, doların sert dalgalanmalarına karşı kendisini korumak üzere birçok ülkenin merkez bankası, döviz rezervlerini çeşitlendirmek için büyük miktarda altın alımı gerçekleştirdi. Kısacası, dolara karşı küresel saldırı, ABD bonolarının toptan satışı ve buna koşut olarak büyük miktarlarda değerli maden alımıyla yeniden başlatılıyor.

ABD’nin başlattığı mali savaşla baş edebilmek için, BRİCS ülkelerinin ekonomi ve finans alanlarındaki işbirliği bağlarını acilen güçlendirmeleri gerekiyor. BRİCS ülkelerinin yeni kalkınma bankasının kredi hacmini ve aynı şekilde döviz rezervi derinliğini arttırması gerekiyor. Bunun dışında BRİCS ülkelerinin mümkün olan en kısa zamanda kendi kredi derecelendirme kuruluşunu oluşturmaları gerekir. Ekonomik bütünleşmeyi yoğunlaştırmak için bir serbest bölgenin oluşturulması gümrük engellerini ortadan kaldıracak ve böylece kendi aralarındaki ticaretin etkili bir şekilde artmasını sağlayacaktır. Kısacası, eğer kısa zamanda uygun önlemler alınmazsa, BRİCS ülkeleri yaklaşan mali tayfun sırasında batma riski taşıyorlar.

Hiç şüphe yok ki, sanayileşmiş ülkelerin merkez bankaları krizle mücadele konusunda ellerindeki cephaneyi tükettiler. Jackson Hole’deki yıllık toplantıları için bir araya gelen parasal politikanın sorumluları, dünya ekonomisinin yeniden canlanması konusundaki şüpheleri gidermek yerine paniği daha da besleyen ABD Merkez Bankası Janet Yellen’in konuşması karşısında dehşete düştüler: sanayileşmiş ülkelerdeki zayıf büyümeyi çekecek olan lokomotif olması konusunda ABD ekonomisine güvenmek mümkün değildir.
ASYA ALTYAPI YATIRIM BANKASI ZİRVESİ
Çin küresel mali düzenin hazırlıklarını yapıyoryazan
Ariel Noyola Rodríguez

AIIB, Asya Altyapı Yatırım Bankasının Pekin’de gerçekleştirilen birinci yıllık zirvesi sırasında, Çinliler altyapı finansmanı alanında küresel liderlik üstlenme niyetlerini ortaya koydular. Bu yılın sonunda, AIIB’ye üye ülke sayısının 100’ü aşması bekleniyor, bu da ona tarihte başlıca gelişmekte olan ülkelerin denetimi altındaki ilk kurum haline gelme imkanı verecek. Öte yandan, bu ülkenin doları terk etme kararı alması hala bekleniyor, çünkü bu, uluslararası finans üzerindeki ABD hegemonyasını nihayet kırabilmenin tek yoludur.

ABD’deki istihdam pazarı yeniden azaldı. Wall Street yatırımcıları 160 000’nin üzerinde bir artış beklerken, geçen Mayıs ayında, tarım dışı istihdamda sadece 38 000 kişilik artış gerçekleşti. Federal Open Market Committee’nin Haziran ayındaki toplantısından sonra, FED Başkanı Janet Yellen’in gösterge faiz oranını mevcut düzeyinde tutmaktan başka seçeneği kalmadı. Batılı medyalar başlıca tehlikelerin Çin’deki ekonomik yavaşlama ve Birleşik Krallığın Avrupa Birliği’nden olası ayrılması olduğu düşüncesini ısrarla yaymaya çalışırken, ABD’de yeni bir resesyon riski her zamankinden daha çok ağır basıyor.

ABD ve Avrupa Birliği’nin Rusya’ya dayattığı ekonomik yaptırımlardan sonra, Moskova ve Pekin enerji alanındaki bağlarını küresel petrol piyasasını dönüştürecek şekilde güçlendirdiler. Hidrokarbür ticaretlerini misliyle arttırmanın yanı sıra, Doğunun iki büyük gücü, siyah altının fiyatının belirlenmesinde Doların egemenliğine son verme kararı da aldılar. Petro-Yuan, farklı para birimlerini dikkate alan ve günümüz küresel dünyasındaki güçlerin bağıntısını yansıtan çok kutuplu bir parasal sisteme geçişi kolaylaştıracak bir stratejik ödeme aracıdır.

Bir süredir ısrarla ABD ekonomisinin yeniden toparlanmaya başladığı düşüncesi yayılmaya çalışıldı. Uluslararası finans kuruluşlarının üst düzey sorumluları bile yakın zamanda, diğer endüstrileşmiş ülkelerde hüküm süren düşük büyüme eğilimini, ABD ekonomisinin aşmayı başardığını açıkladılar. Öte yandan, bu dizginsiz iyimserlik gerçeklikle çelişiyor: enflasyon anlamlı bir şekilde yükselemiyor ve deflasyon ve durgunluk tehlikelerinin süregeldiği Birliğin otuz devletinden fazlasında işsizlik kronikleşmiş durumda.

Latin Amerika ve Karayipler, 2008 Eylül ayındaki küresel krizden beri en kritik dönemlerinden biriyle karşı karşıya. Bölge ekonomileri sadece yavaşlamakla kalmadı ama başta Brezilya ve Venezüella olmak üzere çok ciddi daralmalar yaşadılar. Yakınlarda gerçekleşen CELAC (Latin Amerika ve Karayip Devletleri Topluluğu) zirvesi sırasında, Latin Amerika’nın birliğini daha da güçlendirmek ve aynı zamanda bölgede farklı mali işbirliği aygıtlarını devreye sokma (Güney Bankası, Güney Fonları ve ticarette yerel para birimlerinin kullanımı) gereği ortaya çıktı.

2016 yılına daha yeni girmiş olmamıza rağmen dünyanın çeşitli borsalarındaki değer kaybı devasa boyutlara ulaştı: Bank of America Merrill Lynch’in hesaplarına göre, Ocak ayının ilk üç haftası içerisinde 8 000 milyar dolara yaklaşan bir kayıp söz konusu. ABD hükümeti, yatırım bankalarını ucuz kredi esrarına alıştırmayı başardı. Ve Fed’in parasal genişlemesinin sona erdiği bugün, herkes bunun ceremesini ödüyor. Son Davos zirvesi sırasında, büyük şirketler içerisinde belirsizliğin hüküm sürdüğü ve kimsenin gelecek krizin nerede patlayacağını tahmin edemediğinin altı çizildi.

Göründüğü kadarıyla, 2015 yılı IMF içerisinde devrimin başladığı yıl oldu. Her şeyden önce, SDR (Special Drawing Rights/Özel Çekme Hakları)’ya yani 1969’da üye ülkelerin resmi rezervlerini tamamlamak amacıyla kurulan döviz sepetine Çin para birimi Yuan’ın dahil edilmesi kararı onaylandı. Ve şimdi, kongrenin onayı sayesinde IMF nihayet temsil kotaları sistemi reformunu uygulamaya koyacak ki bu da Çin’in ve diğer gelişmekte olan güçlerin, karar alma süreçlerinde Avrupa kıtası ülkelerine göre ağırlıklarının artması anlamına gelmektedir. Öte yandan ABD hala veto hakkını elinde tutmaya devam ederken, IMF içerisindeki güç dengesinde radikal bir değişimin söz konusu olduğunu düşünmemiz için henüz vakit çok erken.
Londra Şehri tarafından onaylanan Dünya para birimi olarak Çin’in Renminbi
yazan
Ariel Noyola Rodríguez

Çin Hükümeti dikkate ideolojik engelleri almaz ittifaklar politikası ile «insanların para» (renminbi) uluslararasılaşması teşvik etmektedir. Ilk aşamada yuan diplomatik güçleri Asya Pasifik bölgesinde konsantre edilmiş, ancak ikinci aşamada, Batı’nın desteğini kazanmak için gerekli oldu. Cumhurbaşkanı Xi Jinping Londra’yı ziyaret sonrasında, 19 ve 23 Ekim arasında, Çin ve Birleşik Krallık arasındaki «altın çağ» temelleri oluşturulmuştur.

Asya Altyapı Yatırım Bankasının (BAII) kurulması nihayet 24 Ekim 2014, Cuma günü 22 ülke tarafından onaylandı. Bu banka, bir yandan, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Japonya’nın ezici hakimiyetinin olduğu,1966’da kurulan Asya Kalkınma Bankasıyla doğrudan rekabet halinde olacak, diğer yandan, bölgesel entegrasyon mekanizması lehine olacak şekilde, ABD Dış İşleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığının/Pentagon’un teşvik etmeye çalıştığı “mihver doktrin”ine karşı bir işlev görecek.

En popüler makaleler