Devletler
Libya

1253 makaleler


Emmanuel Macron’un Libya krizinin çözümünde başarısız olması sonrasında, bir şeyler deneme sırası şimdi Guiseppe Conte’de. Roma, Beyaz Saray’ın desteğine sahip olduğu ölçüde bu konuda Paris’e göre daha iyi konumdadır. Bununla birlikte, bugünün « iyilik perileri » Libya’yı yiyip yutan eski kurtlar olduğu için, herhangi bir konuda bir şeyi başarmaları için çok az şansları vardır.

İlke olarak her türlü yabancı yardımı reddeden Libya aşiretler meclisi, topraklarını kendi aralarında paylaşan cihatçıların boyunduruğundan kendi kendine kurtulma kararı aldı. Trablus’ta çatışmalar başladı.
Fransa’ya Libya’da sömürgeci düzeni yeniden inşa etmekle görevlendiren ABD, Ağustos ayından ondan bu görevi geri aldı. Tersine artık milliyetçiler tarafından yönetilen İtalya üzerine oynamayı tercih ettiler.
Paris’te birbirine düşman çeşitli liderler arasında çok sayıda buluşmalar düzenleyen Fransa çabalarını (...)

İtalya Başbakanı Guiseppe Conte’yi 21 Temmuz 2018’de kabul eden Başkan Donald Trump yaptığı açıklamadı İtalya’nın Libya’daki liderliğini kabul ettiğini teyit etti.
Böylece Beyaz Saray Elize’nin Libya’nın petrolüne el koymaya yönelik çabalarını çökertmiş oluyor.
Obama yönetiminin Libya’ya karşı yürüttüğü savaş süresince, dönemin İtalyan Başbakanı Silvio Berlusconi, Rehber Muammer Kaddafi’yi savunmayı deneyen tek Batılı yönetici olmuştu. Parlamentosu ve dönemin Fransız Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy tarafından uyarılmıştı. (...)

Libya’da artık hiçbir meşru siyasi otorite yokken, Libya devletini yıkan ülkeler tarafından desteklenen dört şahsiyet 10 Aralık 2018’de milletvekili ve başkanlık seçimlerinin yapılması taahhüdünde bulundu .
Libya toplumunun belkemiğini oluşturan aşiretler tamamı, Kaddafi yanlılarının katılmasına izin verilmesi –Batı’nın her ne pahasına olursa olsun önlemek istediği– koşuluyla bu seçimlerin yapılması doğrultusunda görüş bildirdiler. Uluslararası Ceza Mahkemesi, sadece Batı basınından elde ettiği gazete kupürleriyle (...)

Fransız basını Libya Arap Cemahiriyesinin Nicolas Sarkozy’nin 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasını desteklemesinin gerekçelerini yeni keşfediyor: Sarkozy, Libya gizli servislerinin şefi Abdullah Senusi’ye (Muammer Kaddafi’nin üvey kardeşi) verilen ömür boyu hapis cezasını Fransız Adaleti nezdinde iptal ettirme taahhüdünde bulunmuştu.
Senusi, 1989’da Çad Savaşı sırasında 171 kişinin ölümüyle sonuçlanan UTA şirketine ait bir DC10 uçağına karşı saldırı düzenlemişti. Gerçekleri kabul ediyor ama kendini (...)

Kimi katılımcıların iyi niyetine karşın, Paris’te düzenlenen Libya Konferansı hayal edilen etkiyi yaratamadı. Thierry Meyssan’a göre bunun nedeni eylemleriyle devlet yapılarının yok edilmesine yönelik Cebrowski planını izleyen, ama ülkeye istikrar getirmek istediklerini iddia eden NATO ve BM’nin ikili söylemidir. Paris’in mizanseni, Libya toplumunun özgüllüğüne yönelik derin bilgisizliğinin damgasını taşıyordu.

Seyfülislam Kaddafi, ailesinin sözcüsü Bassem el-Haşimi el-Sul’un Egypt Today’a yaptığı açıklamaya göre Birleşmiş Milletler tarafından 2018 yılı ortasında Libya’da düzenlenecek Cumhurbaşkanlığı seçimine aday olacak.
Babasının yanında önemli bir rol oynayan Muammer Kaddafi’nin oğlu, uzaktan bakıldığında kaosa terk edilen Libya’daki en meşru lider. Yakın gelecekte ülkesi için öngördüğü programını kamuoyuna açıklaması bekleniyor.
Uluslararası Ceza Mahkemesinin yakalama emri darbesine rağmen, BM tarafından iş başına getirilen (...)

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, birbirine çok da karşıt olmayan iki Libyalı lider arasında neden garip bir barışma töreni düzenledi? Peki, neden tanımadığı bir halkın geleceğine dair bir söylev yapma ihtiyacı hissetti? Peki ya Libya’nın ulusal hazinesinden çalınan 100 milyar dolara ne oldu?

Portekiz’in RTP televizyon kanalına 23 Kasım 2016 tarihinde mülakat veren Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah el-Sissi, « ülkelerinin güvenliğini sağlamaları için, Libya, Irak ve Suriye ulusal ordularına uluslararası alanda destek verilmelidir » dedi.
Cumhurbaşkanı el-Sissi bugüne kadar saklanan bir sırrı açıklamış oldu: Mısır, Suudilerin tehditlerine rağmen bu üç ülkenin meşru güçlerine silah gönderdi.
Mısır, 8 Ekim’de güvenlik konseyinde Suriye’ye karşı yürütülen savaşa ilişkin Rusya’nın sunduğu bir karar tasarısı (...)

Biraz beklemek gerekiyordu. Cemahiriye’ye karşı yürütülen savaşın başından beri duyurduğumuz Libya’nın parçalanması süreci yeniden gündeme geliyor. Silahların gürültüsü altında çok göze çarpacağı için mümkün olmayan şey, bugün bize acıklı bir gereklilik şeklinde sunuluyor.

Her ne kadar Libya Arap Cemahiriyesine karşı savaş sivil halkı korumak gerekçesiyle yürütülmüş olsa da, bugün artık bunun rejimi değiştirmek niyetiyle ABD tarafından yönlendirildiğini inkar etmek imkansız. Dolayısıyla bu operasyona destek veren demokratik Devletlerin yurttaşları da bu sorumluluğa ortaktırlar. Ama nereye kadar?

Sömürgecilik döneminin sona erdiğini düşünenlere, Irak, Libya ve Suriye örnekleri tamamen tersini söylüyor. Amerika Birleşik Devletleri, 2001 yılında –saldırıların mantığına uygun olarak- bu üç ülke ve birkaç ülkeye daha saldırma kararı verdi. Gerçi Trablus ve Şam’a karşı savaş, bu Devletlerin direnişlerini kırma ve sömürgeci hedefi, insani amaçlı harekatla maskelemek üzere uluslararası koalisyonlar oluşturmak için kullanılan on yıl sonra gerçekleştirildi. Libya sorununa geri dönelim.

New York Times gazetesi, ülkenin bugün içerisinde bulunduğu kaostan çıkması için Libya’da monarşinin yeniden canlandırılması olasılığından söz ediyor .
NATO’nun başlangıçtaki planı, 2011 yılında Kral Muhammet el-Senusi’nın (fotoğraf) iktidara getirilmesini öngörüyordu. Hatta Washington « devrimin » bayrağı olarak, Arap milliyetçisi hareketlere karşı Anglosaksonların tarihi işbirlikçisi eski Kral İdris’inkini seçmişti. Bu projeye Sirenayka destek verirken, Trablus ve Fizan şiddetle karşı çıkıyor.
İngiliz Ordusunca (...)

En popüler makaleler

Nato ve Avrupa Birliği’nin terörizme katkısı