İran, Libya’da NATO’ya desteğini otaya koyuyor

İran hükümeti 16 Haziran 2020’de, Libya’da başbakan el-Sarrac’ı, yani Müslüman Kardeşler’i askeri olarak desteklediğini açıkladı.

Başbakan el-Sarrac’ın Anglosaksonlar tarafından bulunduğu mevkiye yerleştirildiğini, daha sonra bu ülkede Müslüman Kardeşler’i sona erdireceklerine inanan Birleşmiş Milletler tarafından tanındığını anımsatalım. Dolayısıyla fiili olarak ülkedeki tek yasal otorite haline gelmiş, ardından Müslüman Kardeşler ile bağlantılarını ifşa etmişti.

Müslüman Kardeşler, Sudan’ı Mısır ordusu ve El Ezher Üniversitesi ile fethetmek üzere İngilizler tarafından bir İslam biçiminin icat edilmesi kapsamında Mısır’da Hasan el-Benna tarafından kurulmuş gizli bir siyasi örgüttür. Bu cemaat (İhvan), İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Batının Masonluk modeline göre Anglosaksonlar tarafından yeniden düzenlenmiş, daha sonra birçok ülkede emperyalist gündemlerini ileriye taşımak için kullanılmıştır. Anglosakson « Arap Baharı » planı, bu cemaati genişletilmiş Ortadoğu’nun hemen her yerinde iktidara getirilmesini öngörüyordu. Cemaat, Libya Arap Cemahiriyesinin NATO tarafından devrilmesinde merkezi bir rol oynadı (Müslüman Kardeşler’in küresel tarihine ilişkin yayınladığımız altı bölümlük çalışmamızı mutlaka okumanızı öneririz).

İran, Müslüman Kardeşler’e verdiği desteği ortaya koyararak Şah Rıza Pehlevi’nin « ABD’nin Ortadoğu’daki jandarması » olduğu ve Devrim Muhafızlarını NATO’nun emri altında Suudiler ile aynı safta Bosna-Hersek’te çarpışmaya gönderdiği 90’lı yıllardaki politikasına geri dönmüş oluyor [1].

Bundan böyle İran kuvvetleri bir kez daha Türklerle birlikte NATO’nun emri altında savaşacaklar.

Uzun yıllar süren propagandanın etkisi altında kalan Batı kamuoyu, İran’ın son kırk yıl içerisinde çok sayıdaki U dönüşünü anlamadı. Yanlış bir şekilde bu ülkeyi yekpare olarak algılamaya devam ediyor.