Barack Obama ve John McCain iddai edildiği gibi siyasi rakipler mi, yoksa ABD emperyalist stratejisinin izlenmesinde işbirliği içindeler mi?

Senatör JohnMc Cain; Cumhuriyetçi kanadın lideri, 2008’de yapılan ABD Başkanlık seçimlerinde hayal kırıklığı yaşamış bir aday. Görüldüğü kadarıyla bu özellikleri, devleti adına gizli faaliyetleri yürütebilmek üzere örtü olmaya yarayan gerçek biyografisinden bir kesiti yansıtıyor.

Libya’ya “Batı” saldırısının gerçekleştiği sıralarda ben de Libya’daydım. Yabancı istihbarat servislerince hazırlanan bir raporu o sıralarda görebilme şansım oldu. Bu raporda NATO’nun 04 Şubat 2011’de, Libya ve Suriye’de “Arap Baharı” adı altında bir operasyon yapmak üzere Kahire’de toplantı yaptığını öğreniyoruz. Bu rapora göre toplantıya John McCain başkanlık etmiştir. Raporda, sürgünde muhalefet cephesinin lideri olmak amacıyla toplantının daha ilk başlarında saf değiştiren, dönemin Libya yönetimi iki numaralı adamı durumunda olan Mahmud Cibril’in (05 Mart 2011-23 Ekim 2011, Libya Başbakanı, Ulusal Geçici Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı) başkanlık ettiği Libya delegasyonunu meydana getiren detaylı bir katılımcı listesi de yer alıyordu. Hatırlayabildiğim kadarıyla, Fransa Hükümet kabinesinde görev almamasın rağmen, toplantıya katılan Fransa delegasyonu arasında Bernard-Henry Levy’nin adı da vardı. Yabancı ülkelerde yaşayan Suriyelilerden oluşan kalabalık bir Suriye heyeti ve daha birçok kişi bu sempozyuma katılmıştı.

NATO’nun Kahire toplantısından sonra, gizemli Suriye Devrimi 2011 Facebook hesabı 11 Şubat günü, Şam’da, Halk Konseyi önünde (Millet Meclisi) toplanma çağrısı yapmıştı. Bu Facebook hesabı, o dönemde 40.000 takipçisinin olduğunu iddia ederken, yalnızca bir düzine sayıda kişi, fotoğraf çekenlerin patlayan flaşları ve yüzlerce polisin devriye gezdiği bir zamanda çağrıya uyup gelmişti. Gösteri barışçıl bir şekilde sona ererken, yeni çatışmalar bir ay kadar sonra Derra’da baş gösterdi [1].

Libya’da savaşan cihatçı bir grubunun [2] Abou Salim hapishanesinde 1996’da kurşuna dizilenlerin onuruna Bingazi’de 16 Şubat 2011’de bir protesto gösterisi düzenlendi. Ertesi gün, bu kez HZ. Muhammed karikatürleri olayı nedeniyle Danimarka Konsolosluğuna yapılan saldırıda kurşuna dizilenlerin onuruna ikinci bir gösteri daha yapıldı. Tam da bu sıralarda, etrafları Mısır’dan gelen, kapşon giyimli kişilerle çevreli, Libya’da savaşan kimliği belirsiz cihatçı grup üyeleri sahneye çıktı. Bu kişiler eşzamanlı olarak, dört farklı şehirde askeri üslere saldırdılar. İsyancılar, üç gün süren savaş ve zulümden sonra, başkent Trablus’a karşı Sirenayka başkaldırısını başlattılar [3]; Batılı medya kuruluşları tarafından yalandan, Muammer Kaddafi “rejimine” karşı “demokratik bir devrim” olarak sunulan terörist saldırılar.

Senatör John McCain 22 Şubat’ta Libya’daydı. Parlamento üyelerinden Okab Sakr [4] çevresinden Suriye’ye silah sevkiyatı faaliyetine göz kulak olma görevini verdiği Gelecek Hareketi (Saad Hariri) üyeleriyle temasa geçmişti. Daha sonra Beyrut üzerinden Libya’dan ayrılarak Suriye sınırlarını teftiş etmiş ve özellikle Ersal olmak üzere, gelecekte yürütülecek savaş operasyonuna katılacak paralı askerlere üs görevini yerine getirebilecek şehirleri seçmişti.

John McCain’in başkanlık ettiği toplantılar, Washington tarafından tasarlanan uzun vadeli bir planın başlama ateşi fitilinin alevlendirildiği zamanda yapılmıştı; Kasım 2010’da [5] yapılan Lancestre House Anlaşmasının Ek Hükümleri ve “geri planında işleyen liderlik” doktrinine uygun olarak İngiltere ve Fransa marifetiyle eşzamanlı olarak Libya ve Suriye’ye saldırı düzenleme planı.

Senatör John McCain’in Mayıs 2013’te Suriye’ye yasadışı seyahati

Seneatör McCain, Mayıs 2013’te, “silahlı muhalefet güçleri” liderleriyle görüşme yapmak üzere, Türkiye üzerinden, İdlib yakınlarından Suriye giriş yapmıştı. Kamuoyu Senatörün Suriye seyahatinden, Washington’a döndükten sonra ancak haberdar olabildi [6].

Bu seyahat, Amerikan – İsrail Kamu İşleri Komitesi bünyesinde (AIPAC) [7] istihdam edilen Filistinli bir yöneticinin başında bulunduğu, adının aksine, aslında Siyonist bir organizasyon olan Suriye Acil Görev Gücü /Syrian Emergency Task Force tarafından organize edilmişti.

Senatör John McCain Suriye’de, sağda ilk planda. Suriye Acil Görev Gücü direktörü ile. Ortada, kapı girişinde Muhammed Nur.

Bu fotoğrafta, Lübnanlı 11 hacıyı kaçırıp, Haleb’e bağlı bir yerleşim yeri olan Azaz’da [8] esir tutan El-Nusra Cephesi, yani Suriye El-Kaidesi, Kuzey Fırtına Tugayı sözcüsü Muhammed Nur görünüyor. Rehin alma operasyonları yapan El-Kaide üyeleriyle yakınlığı olup olmadığı sorulduğunda, Senatör McCain’ın inisiyatifiyle bu fotoğrafta yer almaya davet edilen Muhammed Nur’u tanımadığını söylemişti.

Lübnanlı hacıların kaçırılma olayı kamuoyunda büyük yankı yapmasına yol açmıştı. Aileleri, kaçırma olayında ortaklık ettiği için Senatör John McCian’e karşı Lübnan mahkemesinde deva açtılar. Daha sonra bir anlaşma sağlandı ve rehin tutulan Şii hacılar serbest bırakıldı.

Senatör McCain’in yaptığı açıklamasında gerçeği söylediğini ve Muhammed Nur’un onun insiyatifi dışında fotoğrafta yer almayı başardığını varsayalım. Suriye’ye yasadışı seyahatinin amacı Özgür Suriye Ordusu Genelkurmay Başkanıyla görüşme yapmaktı zaten. Senatör’e göre bu organizasyon, “Alevi diktatörlüğüne” karşı örgütlenen, “özgürlüklerini” talep eden savaşçılar olup, “yalnızca Suriyelilerden meydana gelen” bir organizasyondur. Senatöre göre seyahati düzenleyenler, karşılaşma anını kayıt altın almak ve belgelemek amacıyla bu fotoğrafı yayınlamışlardır. .

John McCain ve Özgür Suriye Ordusu Genel Kurmaybaşkanı. Solda ilk planda görüşme yapmakta olduğu İbrahim El-Bedri. Tuğgeneral Salim İdrisin, gözlüklü, hemen arkasında.

Özgür Suriye ordusu Tuğgeneral’i Salim İdris’in görüldüğü yerde, sol ilk planda, Senatörün görüşme yapmakta olduğu İbrahim El-Bedri’yi de görebiliyoruz. Senatör John McCain, bu sürpriz seyahatinin dönüşünde, Özgür Suriye Ordusuna mensup bütün şahsiyetlerin güvenilecek “ılımlı insanlar” olduklarını açıklamıştı.

İbrahim El-Bedri, diğer bir adıyla Abu Du’a, daha önce ABD tarafından aranan beş teröristin adının yazıldığı listedeydi. Başına (Adalet Adına) ödül konulmuştu. Yakalanmasına yardım edenlere 10 milyon ABD doları dolayında ödül veriliyordu. [9]. İbrahim Bedri, ertesi gün, 04 Ekim 2011’de, El-Kaide üyesi sıfatıyla Birleşmiş Milletler (BM) Yaptırım Komitesi listesine alınmıştı [10].

İbrahim El-Bedri, Senatör John McCain ile görüşmeden bir ay önce, Ebubekir El-Bağdadi adıyla, “her zaman ılımlı” Özgür Suriye Ordusu Genelkurmay Başkanı sıfatını da taşıyarak, Irak-Şam İslam devleti (IŞİD) organizasyonu/örgütünü kurmuştu. Örgütüne dâhil olan 500 ile 1000 sayıda cihatçının safında yer alarak, Taj ve Abou Garib hapishanelerine saldırıda bulunacağını iddia etti. Oysa bu saldırı, neredeyse eş zamanlı olarak, sekiz ülkede koordine edildi. Her defasında kaçan cihatçılar Suriye’deki cihatçılara katılıyorlardı. Bu durum o kadar garip oldu ki, Interpol bildiri yayınladı ve 190 ülkeden yardım istedi [11].

Yürütülen savaş sahnesinde Özgür Suriye Ordusu, El-Nusra Cephesi ve İslam emirliği vs… arasında hiçbir fark olmadığını söyleyebilirim. Bütün bu organizasyonlar, sürekli bayrak değiştiren aynı kişilerden oluşuyor. Özgür Suriye Ordusu sıfatıyla sahneye çıktıkları zaman, Fransa sömürgeciliği bayrağını taşıyor ve yalnızca “Beşar köpeğinin” devrilmesini talep ediyorlardı. El-Nusra Cephesinde yer aldıklarını zaman, El-Kaide bayrağını taşıyıp, İslami düşüncelerini dünyaya yayma mücadelesini verdiklerini söylüyorlar. Ve nihayetinde İslam Emirliği (IŞİD) saflarında yer aldıkları zaman, bu kez Halifelik bayrağını taşıyor, mümin olmayanları bölgede temizleyeceklerini söylüyorlar. Taşıdıkları etiket ne olursa olsun, aynı fiili işlemeye devam ediyorlar: tecavüz, işkence, kafa kesme ve çarmıha germe olayları.

Ancak, ne Senatör McCain, ne de kendisine eşlik eden Suriye Acil Görev Gücü İbrahim El-Bedri hakkında ABD Dışişleri Bakanlığına bilgi vermedi ve başına konulan ödülü almak da istemediler. Birleşmiş Milletler Anti-terörist Komitesine de bilgi vermediler.

Dünyanın hiçbir ülkesinde, rejimi ne olursa olsun, başka bir ülkedeki muhalefet lideriyle doğrudan temasa geçerek, dostluk ve kamu yararı adına görüşme yapılır. Arama tezkeresi çıkarılan, çok tehlikeli diye tanıtılan terörist bir kişiyle görüşme yapılmaz.

Peki, Senatör John McCain kimdir?

Senatör McCain, Başkan Obama’nın basit bir siyasi rakibi değil, aynı zamanda, başında bulunduğu devlet çarkının yüksek düzeydeki bürokratlarından birisidir.

John McCain, Ocak 1993’ten beri, NED/CIA Cumhuriyetçi kanadı, Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitü (IRI) Başkanıdır [12]. Hükümet Dışı bir Organizasyon (ONG) olduğunu iddia eden bu oluşum, İngiltere, Kanada ve Avustralya gizli servisleriyle birlikte, CIA’nın bazı faaliyetlerini daha geniş alanlara yaymak üzere Başkan Ronald Reagan döneminde resmi olarak kurulmuştu. Resmi iddialarının aksine, devletlerarası bir kurumun faaliyet göstermesi söz konusu. Bütçesi için, Dışişleri Bakanlığına bağlı bütçe prosedürü ile Kongreden onay alınıyor.

Birçok dünya ülkesi sınırları dâhilinde yasal kabul edilmeyen, Anglo-saxon gizli servislerinin ortak faaliyet gördüğü bir ajans/kurumdur. John McCain’in Dışişleri Bakanlığı adına müdahale faaliyet listesi hayli göze çarpıcı. Son yirmi yılda meydana gelen bütün renkli devrimlere katılmıştır.

Kahire’deki Uluslararası Cumhuriyetçi Enstitüsü (IRI) çalışanları John Tomlaszewski (sağda ikinci) ve Sam LaHood (demokrat bir hükümet’te, Amerikan-Lübnan Taşımaları İcra Başkanı, Ray LaHood’un oğlu, solda ikinci) Müslüman Kardeşler ile işbirliği yaparak, Hüsnü Mübarek’in devrilmesi olayını hazırladıkları için suçlandıklarında, ABD Büyükelçiliğine sığınmışlardı.

Her zaman da “demokrasi” adına yola çıkılıyor, birkaç örnek vermek gerekirse ; Venezuella’da, Anayasal yollardan Başkan olan Hugo Chavez’e karşı düzenlenip, başarısızlıkla sonuçlanan bir darbe hazırladı [13]. Haiti’de Anayasal Başkan Jean-Bertrand Aristide devirme darbesini düzenledi [14]. Kenya’da Anayasal Başkan Mwai Kibaki devirme girişiminde bulundu [15]. Ve daha yakınlarda Ukrayna Anayasal Başkanı Viktor Yanokoviç’e karşı darbeyi düzenledi.

Dünya’nın herhangi bir devletinde, o ülkenin bir vatandaşı, başka bir ülke rejimini devirmek üzere bir girişimde bulunduğunda, şayet başarılı olduysa, tebrik edilebilir. Yeni rejim kendisini bir müttefik olarak da takdim edebilir. Ancak, girişimde bulunduğu faaliyet, kendi ülkesi için olumsuz etkiler yaratıyorsa, ciddi bir şekilde cezalandırılır. Senatör John McCain, başka ülkelerde yürüttüğü başarısızlıkla sonuçlanmış anti demokratik faaliyet girişimlerinden dolayı hiçbir kaygı duymuyor. Oysa bu girişimlerden sonra, bazı ülkelerde Washington karşı toplumsal hareket gelişiyor. Örneğin Venezuella’da. Bütün bunlar, Senatör McCain’in Amerika aleyhine çalışan bir hain değil de, operasyon düzenleyen bir ajan olduğundan dolayıdır.

En iyi şekilde kamufle edilebilen araçlara sahip bir ajan: Resmi olarak Başkan Barack Obama’nın siyasi rakibi. Bu sıfatıyla, dünya’nın herhangi bir yerine seyahate çıkabilir (en çok seyahate çıkan ABD senatörü) ve herhangi bir kaygı yaşamadan, istediği kişiyle görüşebilir. Muhatapları Washington politikasına katılıyorlarsa, yollarına devam edebilmelerini sağlıyor. Karşı çıkmaları halinde, sorumluluğu Barack Obama yönetimi politikasına atıyor.

John McCain beş yıl boyunca Vietnam’da hapishanede kalması ve işkence görmesiyle tanınıyor. Gizli istihbarat toplamak suçlamasıyla değil, yönetim aleyhine bir konuşma yapmakla suçlanmıştı. Ülkesi aleyhine açıklama yapmak üzere işbirliği yapması isteği söz konusuydu. Tabi tutulduğu program, Prof. Albert D.Biderman tarafından Rand Corporation adına, Kore örneğinden yola çıkılarak çalışılmış olup, Doktor Martin Seligman tarafından Guantanamo ve de başka yerlerde yürütülen araştırmalara temel teşkil etmiştir [16]. George W. Bush yönetimi döneminde 80.000’den fazla tutukluya uygulanmış, aralarında bazılarının Washington yönetimi adına gerçek bir savaşçıya dönüştürülmesi sağlamıştır. Vietnam’da başarısızlık yaşayan John McCain bu işi iyi biliyor. Ruhsuz cihatçıların nasıl manipüle edilebileceğini çok iyi biliyor.

ABD’nin Cihatçılar üzerinde Doğu Akdeniz’deki stratejisi nedir?

ABD, 1990’da Irak’ta işbaşında bulunan eski müttefikini devirme kararını almıştı. Kuveyt’i işgal olayını Irak’ın iç sorunu olarak değerlendiren Saddam Hüseyin’in kulağına gitmesini sağladıktan sonra, Kuveyt’i işgal operasyonu bahane ederek, Irak yönetimine karşı geniş kapsamlı bir koalisyon seferber etti. Ancak, Sovyetler Birliğinin muhalefet etmesi nedeniyle, rejim değişikliği yapmadı ve uçuşa yasak bölge ilan etme operasyonuyla yetindi.

Fransa muhalefeti 2003’te Irak’a Özgürlük Komitesi etkisini dengelemede yeterli olmadı. ABD güçleri yeniden Irak ülkesine saldırı düzenledi ve bu kez Saddam Hüseyni devirdi. Ve tabii ki, McCain Irak’a Özgürlük Komitenin önemli yetkililerinden birisiydi. Bir yıllık bir sürede zarfında Irak kaynaklarının yağmalama işini özel bir şirkete tevdi ettikten sonra [17], Irak ülkesini üç ayrı devlete bölünmesi girişiminde bulundu, ancak, Irak halkının direnç göstermesi sonucunda vazgeçti. Biden-Brownback karı doğrultusunda 2007’de yeniden girişimde bulundu, bir kez daha başarısızlık yaşadı [18]. Tam da bu aşamadan sonra, şimdilerde izlenen strateji gereği, devlet olamayan bir organizasyon marifetiyle başarıya ulaşma girişimde bulundu: İslam Emirliğinin/Irak-Şam İslam devletinin (IŞİD) kurulması

Eylül 2013’te yayınlanan bu belgede, Katar’ın Trablus’taki Büyükelçisi, Bakanlığına 1800 kişiden oluşan Afrikalı bir grubun Libya’da cihat yapmak üzere oluşturulduğu bilgisini veriyor. Büyükelçi, oluşturulan grubun Suriye’deki İslam emirliğine katılması amacıyla, Türkiye üzerinden, üç grup halinde sevkiyatı önerisinde bulunuyor.

Bu operasyonun hazırlıkları uzun süre, McCain’in İbrahim El-Bedri ile görüşmesinden çok önceleri yapılmıştı. James ve Joane Moritary [19] tarafından yayınlanan Katar Dışişleri Bakanlığı iç yazışmaları, NATO’nun Libya’da bulunduğu 2012’de, masrafları Katar tarafından karşılanan 5000 kişilik cihatçı bir grubun oluşturulduğunu ve aynı dönemde 2,5 milyon dolar tahsisatın geleceğin halifesine ödendiğini gösteriyor.

ABD Kongresinde Ocak 2014’te gizli bir oturum yapıldı; uluslararası hukuk ilkelerine aykırı olarak, El-Nusra Cephesi (El-Kaide), Doğu Akdeniz ve İslam Emirliğinin /Irak-Şam İslam devletinin (IŞİD) Eylül 2014’e kadar finansmanını bu oturumda onaylandı [20]. İngiliz Reuters Haber Ajansının kamuoyuna ifşa ettiği bu gizli oturumda ne tür kararların alındığı net olarak bilinmemesine [21]

ve ABD’deki hiç bir basın organı konulan sansürü aşmaya cesaret etmemesine rağmen, alınan kararın cihatçıların silahlandırılması ve eğitimi konusunda olma olasılığı çok yüksektir.

Suudi Arabistan yönetimi, ABD’nin bu finansmanından gurur duyarak, bir kamu kuruluşu olan El-Arabiya televizyon kanalında İslam Emirliği organizasyonunun Dışişleri Bakanı Prens Suud El-Faysal ve Suudi Arabistan’ın ABD ve İngiltere’deki eski bir Büyükelçi Prens Turki El-Faysal’ın [22] kardeşi Abdul Rahman El-Faysal emrine verildiğini iddia etti.

İslam Emirliği/Irak-Şam İslam devleti organizasyonun paralı asker kullanma olayı yeni bir aşamayı gösteriyor. Afganistan, Çeçenistan ve Bosna-Hersek’te Hüsame Bin Ladin saflarına katılıp, savaşan cihatçılardan farklı olarak, bir yedek kuvvet niteliğinde değil de, başlı başına bir ordu teşekküllüdür. Prens Bender Bin Sultan etrafında organize olup, Irak, Libya ve Suriye’de faaliyet gösteren önceki gruplardan farklı olarak, İslam Emirliği istediği zaman, bir toprak parçasının idaresini alabilecek kapasitede, Batı’daki büyük okullarda eğitim görmüş sivil idarecileri görev başına çağırabilmek ve cihatçılara katılım çağrısını yapabilmek üzere ileri düzey entegre iletişlim teknolojisinden faydalanabiliyor.

Ukrayna’ya gönderilen yeni üretim silahlar Suudi Arabistan tarafından satın alındı ve İslam Emirliği örgütüne teslim eden Türkiye gizli servisleri de sevkiyatına eşlik etti. Son detayları 01 Haziran’da, Aman’da yapılan toplantı sırasında Barzani ailesiyle birlikte koordine edildi [23]. İslam Emirliği ve Kürdistan Bölgesel Yönetiminin Irak’taki saldırısı dört gün sonra, aynı zaman diliminde meydana geldi. İslam Emirliği örgütü/organizasyonu Sünni kesimin bulunduğu bölgeleri ele geçirirken, Kürdistan Bölgesel Yönetimi de % 40 oranında topraklarında genişleme yaptı. Cihatçı zulmümden kaçan dinsel azınlıklar Sünni bölgesini terk ederken, Irak ülkesinin üçe bölünmesi yolunu da açmış oldular.

ABD Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığı Pentagon, Irak – ABD savunma anlaşmasını ihlal edip, herhangi bir müdahalede bulunmayarak, İslam Emirliği organizasyonunun istediği bölgeyi fethedip, katliam yapmasına göz yumdu. Bir ay sonra, Kürdistan Bölgesel Yönetimi peşmergeleri savaşmadan geri çekilirlerken, dünya kamuoyu duygusunun zirvede olduğu bir zamanda, Başkan Obama İslam Emirliği /Irak-Şam İslam devleti (IŞİD) mevzilerini bombalama emrini verdi. ABD Genelkurmay operasyonlar direktörü General William Mayville’in yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre “yapılan bombardıman İslam Emirliği örgütünün genel kapasitesini zayıflatma ve Irak veya Suriye gibi başka bölgelerde faaliyet gösterme yeteneğine engel teşkil edici nitelikte değildir” [24]. Bombalama emri cihatçı ordusunu imha etmeye yönelik olmayıp, her bir aktörün, faaliyet göstermesi için öngörülen sınırları aşmamasına yönelik bir uyarı niteliğindedir. Ayrıca, konuyu şimdiki şartlarda dikkate alacak olursak, bu bombardımanlar tamamıyla sembolik düzeyde olup, alandaki önemsiz birkaç araca zarar vermiştir. Doğrusunu söylemek gerekirse, Türkiye ve Suriye Kürtleri, PKK güçlerinin müdahalesi İslam Emirliğinin / Irak-Şam İslam devleti örgütünün (IŞİD) ilerlemesini durdurmuş ve sivil halkın katliamdan kurtulması koridorunu açmıştır.

“İslam Emirliği ve Halifesi” kakında beyin yıkayıcı nitelikte bazı bilgiler dolaşıma verildi. (Bahreyn’in sesi) Gulf daily News gazetesi Edward Snowden’ın bu yönde bazı ifşaatlarda bulunduğunu iddia etti [25]. Ancak, ABD eski casusu Snowden’in bu konudaki ifşaatıyla ilgili hiçbir şey yayınlanmadığı anlaşılıyor. Gulf Daily News gazetesi, Suudi birlikleri işgali altında bir devlet olan Bahreyn’de yayın yapıyor. Makale Suudi Arabistan ve Prens Abdul Rahman El-Faysal’ın bu konudaki sorumluluklarının omuzlarından atılması amaçlı olabilir.

İslam Emirliği/Irak-Şam İslam devleti organizasyonu 16.yüzyıl Avrupa’sında faaliyet gösteren paralı askerlerden oluşan ordular gibidir. Bu paralı ordular, bazen birinin, bazen de diğerinin hesabına olacak şekilde, parasını ödeyen senyörler adına dinsel savaşları yaparlardı. Halife İbrahim El-Bedri ise modern dönem paralı asker komutanıdır. (Sudayri klanı üyesi) Prens Abdul Rahman’a bağlı olmasın rağmen, (Lübnan veya Kuveyt’te doğru kısa bir dönüş yaptıktan sonra) efsanesine Suudi Arabistan’da devam etmesi ve Prens Abdullah’ın oğlu Prens Mithab’a karşı, Sudayri klanı lehine kraliyet mirasını bölmesi şaşırtıcı olmaz.

Senatör John McCain ve Halife İbrahim El-Bedri

İbrahim El-Bedri, diğer bit lakabı Abu Du’a, nam-ı diğer Abubekir El-Bağdadi ve nihayetinde halife İbrahim, Prens Abdul Rahman paralı askeri, ABD, Suudi Arabistan ve Katar tarafında finanse ediliyor. Cenevre Antlaşmasının devletlere yasakladığı her türlü dehşet olayını yapabilir.

İslam Emirliği/Irak-Şam İslam devleti organizasyonu (IŞİD) dağıtımı yaptığı bir derginin son sayısında, ABD’nin Irak’ı işgal operasyonunda rolü olduğu hatırlatması yaparak, Senatör John McCain’ı “düşman” ve “haçlı” şeklinde sunmak üzere iki sayfasını ayırmıştır. Senatör John McCain bu suçlamanın ABD kamuoyunda yeterince yankı bulmadığı düşüncesiyle olsa gerek, İslam Emirliğini örgütünün “dünyada en tehlikeli İslamcı terörist örgüt” olduğunu belirten bir bildiri yayınladı [26].

Bu polemik sadece kamuoyu dikkatini başka yöne çekme amacını taşıyan nitelikte. Mayıs 2013 anısına ilişkin fotoğraf olmasaydı, bu açıklamaya belki inanabilirdik……

Çeviri
Nizamettin Karabenk

[1Deraa’da meydana gelen protesto gösterilerinin Cumhuriyet aleyhine slogan atan liseli öğrencilerin tutuklanması ve işkence görmesinden sonra olduğunu kamuoyunu inandırmak üzere basına rapor veriyorduk. Çok sayıda meslektaşımız liselilerin kimlik bilgilerini düzenleyip, aileleriyle görüşme yapmaya çalıştı. Hiç birisi başarılı olmadı, bazı görgü tanıkları yalnızca İngiliz basına açıklama yaptı, ancak, anonim bir söylem ve doğrulanmayan bilgilerdi. Bugün itibariyle, bu tarzda olayların meydana gelmediğine ikna olduk. O dönem, Suriye tarafından düzenlene belgelerin incelenmesinde, protestonun aslında memurların ve emeklilerin ücret artışı talebi konusunda olduğu anlaşılıyor. Bu talebe hükümet tarafından cevap verilmişti. Hiçbir basın kuruluşu liselilerin gösterisinden bahsetmemişti. Liseliler hikâyesi, iki hafta sonra, El-Cezire kanalı tarafından bulunmuştu.

[2Libya’da savaşan İslamcı grup üyeleri, yani Libya’daki El-Kaide örgütü, İngiliz istihbarat örgütü M16 adına Muammer Kaddafi’ye suikast girişiminde bulunmuştu. Girişim, İngiliz karşı istihbarat çalışması yapan birisi tarafında ifşa edilmişti. David Shyler. Cf « David Shayler : "J’ai quitté les services secrets britanniques lorsque le MI6 a décidé de financer des associés d’Oussama Ben Laden" », Réseau Voltaire, 18 novembre 2005.

[3Rapport de la Mission d’enquête sur la crise actuelle en Libye, juin 2011.

[4« Un député libanais dirige le trafic d’armes vers la Syrie », Réseau Voltaire, 5 décembre 2012.

[5Bu rapora dayanarak, ABD’nin Suriye savaşı, 10 bölümlük yazı dizisi yayınlandı; Direnişin 10 yılı.

[6« John McCain entre illégalement en Syrie », Réseau Voltaire, 30 mai 2013.

[7« La Syrian Emergency Task Force, faux-nez sioniste », Réseau Voltaire, 7 juin 2013.

[8« John McCain a rencontré des kidnappers en Syrie », Réseau Voltaire, 1er juin 2013.

[9Wanted for Terrorism”, Rewards for Justice Program, Department of State.

[10Aynı zamanda El-Kaide örgütüne karşı yaptırım Komitesi adıyla bilinen Güvenlik Konseyi, 15 Ekim 1999’da, 1267 sayılı kararla (1999) kuruldu. Fiche d’inscription d’Ibrahim al-Badri (cette fois avec le nom de guerre d’al-Samarrai).

[11« Évasions simultanées de jihadistes dans 9 pays », Réseau Voltaire, 6 août 2013.

[12« La NED, vitrine légale de la CIA », par Thierry Meyssan, Оdnako (Russie), Réseau Voltaire, 6 octobre 2010.

[13« Opération manquée au Venezuela », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 18 mai 2002.

[14« La CIA déstabilise Haïti », « Coup d’État en Haïti », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 14 janvier et 1er mars 2004.

[15« L’expérience politique africaine de Barack Obama », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 9 mars 2013.

[16« Le secret de Guantánamo », par Thierry Meyssan, Оdnako (Russie), Réseau Voltaire, 28 octobre 2009.

[17« Qui gouverne l’Irak ? », par Thierry Meyssan, Réseau Voltaire, 13 mai 2004.

[18« La balkanisation de l’Irak », par Manlio Dinucci, Traduction Marie-Ange Patrizio, Il Manifesto (Italie), Réseau Voltaire, 17 juin 2014.

[20Amerika Birleşik Devletleri, küresel Terörizmin ilk finansörleri”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Ayhan Aslan, El-Vatan (Suriye), Voltaire Ağı , 10 Şubat 2014.

[21Congress secretly approves U.S. weapons flow to ’moderate’ Syrian rebels”, Mark Hosenball, Reuters, 27. January 2014.

[22« L’ÉIIL est commandé par le prince Abdul Rahman », Réseau Voltaire, 3 février 2014.

[24U.S. Air Strikes Are Having a Limited Effect on ISIL”, Ben Watson, Defense One, 11. August 2014.

[25«Baghdadi ’Mossad trained’», Gulf Daily News, 15. July 2014.