Kaynak
Il Manifesto (İtalya)
2752 makaleler


NATO, Ağustos 2020’de, Atlantik İttifakı tarafından bir banka kurulmasını gerekçelendiren bir çalışma yürütmek üzere John Kerry’nin Dışişleri Bakanlığı’ndaki iki eski çalışma arkadaşını görevlendirdi. İlk rapor, ittifak ortakları tarafından tartışıldığı Atlantic Council’e, ardından da ikincisi « seçimleri kazanan başkan » Joe Biden’in ekibi tarafından kabul edildiği Center for American Progress’e sunuldu. ABD liderlerini ikna etmek üzere öne sürülen gerekçeler iki rapor arasında gelişti. Barack Obama ekolojiyi malileştirmişti; Joe Biden ise savunmayı malileştirecek.

Başkan George H. Bush’a göre, « Çöl Fırtınası » Harekatı Irak’ı yenmekten daha çok, Sovyetler Birliği’nin son devlet başkanı Mihail Gorbaçov ile uyum içinde bir « Yeni Dünya Düzeni » kurmayı amaçlıyordu. SSCB’nin sıkıntısını kabul ederek ve Sovyetlerin çıkarlarına saygı duyulacağını taahhüt ederek ABD tarafından yönetilen bir dünya yaratılması söz konusuydu.

Haksız bir davadan –WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange’ın Londra’daki davasında– ilk bakışta adil gibi görünen bir karar çıktı: Gazetecinin, 1917 tarihli Casusluk Yasası’na dayanılarak kendisini 175 yıl hapis cezasının beklediği Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilmemesi. Bu satırları yazarken, Assange’ın Ekvator Büyükelçiliği’nde yedi yıl kapalı kaldıktan ve Londra’da neredeyse iki yıl ağır hapis yattıktan sonra serbest bırakılıp bırakılmayacağı ve nasıl serbest bırakılacağını göreceğiz.
Kefaletle serbest (...)

ABD yönetimi, benzer bir durumda karşılaşıldığında Kovid-19’dan korumak için ne yapılması gerektiğine ilişkin talimatlar yayınlayarak insanlara nükleer patlamanın ne anlama geldiğini unutturmaya çalışmaktadır. Ne yazık ki radyasyon, Kovid bulaşmış olsun ya da olmasın, etkilenen herkesi en geç iki hafta içinde öldürecektir.

Bu son derece ciddi bir konudur: NATO üyesi ülkeler ve Avrupa Birliği sessiz sedasız bir şekilde BM’de Nazizm konusunda çekimser kaldılar; bu utanç verici bir itiraftır. II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana, CİA ve daha sonra NATO, dünyanın her yerinden ve son olarak Baltık Devletleri ve Ukrayna’dan birçok suçluyu geri dönüştürdü. Bunlar asla terk etmedikleri ırkçı ideolojilerini beraberlerinde taşıyarak aramızda dolaşmaktadırlar.

Herkesin bildiği gibi bunamış olan Başkan Biden iktidarı yönetecek durumda değildir. Bu sorumluluk, atayacağı Beyaz Saray genel sekreterine omuzlarında olacaktır. Dış politika gündemi zaten partiler üstü bir komisyon tarafından daha şimdiden oluşturulmuş durumdadır. Dışişleri Bakanının, Başkan Obama’nın eski bakanı Susan Rice olması bekleniyor.

Avrupa Birliği, Covid-19 krizinin ardından kamu yatırımlarını ve reformları hızlandırmak için Recovery Fund adlı bir organ oluşturdu. Kamuoyu, Birliğin en çok etkilenen ekonomik ve sosyal sektörleri finanse edeceğini sanıyordu. Ama öyle olmadı. Böylece İtalya’da, bu tutarın altıda biri –yani 209 milyar Euro’nun 30 milyarı– daha önce NATO’ya söz verildiği gibi savunma sanayisi tarafından kullanılacak.

Akdeniz’de başlayan savaşın, gaz yataklarını kimin kullanma hakkına sahip olacağını ve bunu kimin nakledebileceğini belirlemesi bekleniyor. Yaygın inanışın aksine, Türkiye sadece komşularını askeri olarak taciz etmekle kalmıyor, aynı zamanda hiçbir zaman tanımlanmamış olan ancak bugüne kadar önemli bir sorun oluşturmayan haklar da talep ediyor.

Emma Arbuthnot, Londra’da Julian Assange’ın « casusluktan », yani bir araştırmacı gazeteci olarak, Irak ve Afganistan’da sivillerin katledilmesiyle ilgili videoların da yer aldığı, ABD’nin işlediği savaş suçlarına ilişkin kanıtları yayınlamış olmaktan 175 yıl hapis cezası alması beklenen ABD’ye iade edilmesi davasının soruşturmasını yöneten baş yargıçtır. Yargıç Vanessa Baraitser’e emanet edilen davada, savunma makamının tüm talepleri reddedildi.
2018’de İsveç’in cinsel şiddet suçlaması düştükten sonra Yargıç Arbuthnot, (...)

En popüler makaleler