« Belli başlı bölgesel krizlere çözüm bulmak için elzem olan Rusya Federasyonu gibi stratejik bir ortakla karşılaşmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum »: bu sözleri, 24 Ekim’de Moskova’da Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşme sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında Başbakan Guiseppe Conte söylüyor. Çözülmesi gereken temel sorun –diye altını çizdikten sonra– « Avrupa Birliği ile Rusya arasındaki ilişkinin temellerini tartışılır hale getiren Ukrayna’daki krizdir ». Ancak « Avrupa’nın yaptırımlarına yol açan nedenlerin hala geçerliliğini korumasına karşın –ki bu araç en kısa sürede aşılmalıdır– », İtalya ve Rusya arasındaki ikili ilişkiler « mükemmel » durumdadır.

Bu açıklamalar, 2016 yılında Sen Petersburg’ta Başbakan Matteo Renzi’nin, yuvarlak masada Devlet Başkanı Putin önünde sarf ettiği sözleri anımsatmaktadır: « Soğuk Savaş sözcüğü artık tarihten ve gerçeklikten silinmiştir. AB ve Rusya, çok iyi komşular haline gelmelidir ». Bu açıklamalar, gerilimi azaltma düşüncesiyle Moskova tarafından diplomatik olarak yeniden kullanılmakta ve çoğaltılmaktadır: « 360 derece ziyaret »ten söz eden Rus Sputnik ajansının 25 Ekim tarihli başlığı « Conte Moskova’da, Rusya ile ittifak her zamankinden daha güçlü ». Gerçekteyse bu ziyaret 180 derecelik olmuştur, çünkü Conte (2016’da Renzi’nin yaptığı gibi) kendini, ziyareti Rusya ile imzalanan ekonomik anlaşmalarla sonuçlandıran Avrupa Birliği üyesi bir ülkenin hükümet başkanı olarak sundu. Başbakan, İtalya’nın, Conte’nin « neredeyse eşleştirme gibi olan bir stratejik işbirliği » geliştirdiği ve « ayrıcalıklı müttefik » olarak kabul ettiği ABD’nin komutası altındaki NATO’nun bir parçası olduğu gerçeğini görmezden geldi.

Dolayısıyla İtalya-Rusya masasında, İtalya’nın dümen suyunda olduğu « ayrıcalıklı müttefik » bir taş konuk gibi oturmaktadır. Böylelikle, 25 Aralık’ta –yani Başbakan Conte’nin Moskova’da İtalya-Rusya ikili ilişkilerinin durumunu « mükemmel » olarak nitelediği günün ertesi– İtalyan Silahlı Kuvvetlerinin ABD komutası altında, diğer NATO ülkeleriyle birlikte Rusya’ya yönelik Trident Juncture 2018 savaş tatbikatının başladığı sessizce geçiştirildi. Tatbikatta İtalya’daki ABD ve NATO komutanlıkları ve üsleri çok önemli rol oynamaktadır. 25 Ekim’de –yani Başbakan Conti’nin Moskova’da Rusya’yı « stratejik ortak » olarak nitelediği günün ertesi– hükümetinin, Brüksel’de ABD’nin sunduğu « istihbaratı » temel alarak oybirliğiyle Rusya’yı « güvenliğimizi istikrarsızlaştırıcı bir tutumla » İNF anlaşmasını çiğnemekle suçlayan Kuzey Atlantik Konseyi’ne katıldığı de sessizce geçiştirildi.

Conte hükümeti böylece ABD’nin İNF anlaşmasından çıkma ve Avrupa’da (İtalya dahil) yeniden Rusya’ya yönelmiş orta menzilli nükleer füzeleri yeniden konuşlandırma planını somut olarak desteklemiş oldu. Bu füzeler, ABD’nin Mart 2020’den itibaren İtalya, Almanya, Belçika, Hollanda ve muhtemelen başka Avrupa ülkelerinde de Rusya’ya karşı konuşlandırmaya başlayacağı yeni B61-12 nükleer bombalarına eklenecektir.

Basın toplantısında bir gazetecinin sorusunu yanıtlayan Putin, açık bir şekilde ifade etti: orta menzilli ABD nükleer füzelerini konuşlandırmayı kabul edecek olan Avrupa ülkeleri kendi güvenliklerini tehlikeye atacaklardır, çünkü Rusya bunlara karşılık vermeye hazırdır. Conte, « İtalya’nın bu anlaşmayı kaygıyla izlediğini ve bir diyalog penceresinin açılması için elinden gelen çabayı harcayacağını » belirtti.

Bu çaba, Rus komuta merkezlerinin bulunduğu sığınakları imha etmek üzere delici yeteneğe sahip ABD komutası altındaki yeni B61-12 nükleer bombalarına ev sahipliği yapmaya ve kullanmaya hazırlanılırken ortaya konulmaktadır.

Çeviri
Osman Soysal
Kaynak
Il Manifesto (İtalya)