Washington IŞİD’i yok etme niyetini doğrulayan işaretleri çoğaltırken, Avrupa ülkelerinin tamamını peşine takan İngiliz ve Fransızlar, ayrı bir çete kurmak niyetinde. Suriye Arap Ordusunun savunma için bölgeye ağırlık vermesini sağlamak ve bu yolla Rakka çevresindeki varlığını zayıflatmak üzere, Şam ve Hama saldırılarının eşgüdümünü Londra ve Paris’in yaptığı düşünülüyor. Avrupalılar cihatçıların kaçışını Türk sınırına doğru yönlendirmeyi umut ediyorlar.
22-23 Mart tarihleri arasında Washington’da düzenlenen IŞİD karşıtı Koalisyon toplantısı çok başarısız geçti. Koalisyona üye 68 ülke görünüşte bu örgüte karşı mücadele iradelerini yeniden ifade etse de, gerçekte aralarındaki bölünmeyi ortaya serdiler.
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Başkan Trump’ın Kongre önünde verdiği, ama ortadan kaldırma - Obama yönetiminin ifade ettiği gibi IŞİD’i küçültmeyi değil- taahhüdünü hatırlattı. Bunu yaparak Koalisyon üyelerini konuyu tartışmaksızın oldubitti karşısında bıraktı.
Birinci sorun: eğer onların yerini değiştirmek değil de yok etmek söz konusu ise, genel olarak Avrupalılar ve özel olarak ise İngilizler kendi cihatçılarını nasıl kurtarabilecek?
Rex Tillerson ve Irak Başbakanı Haydar el Abadi, katılımcılara Musul savaşı ile ilgili son gelişmeler hakkında bilgi verdiler. Memnun edici raporlara karşın, tüm askeri uzmanlar bu savaşın uzun aylar süreceği konusunda hemfikir. Çünkü Musul’da her aile ya da aile üyelerinden yaklaşık olarak en az biri IŞİD saflarında mücadele ediyor.
Askeri açıdan Rakka’nın durumu çok daha basit. Buradaki cihatçılar yabancı. Dolayısıyla da öncelikli olarak tedarik yollarını kesmek, ardından da onları Suriye halkından tecrit etmek gereklidir.
İkinci sorun: ABD Ordusu Suriye topraklarında konuşlanmadan önce, önce Kongre’nin ardından da Şam’ın onayını almak durumundadır. General James Mattis (Savunma Bakanı) ve General John Dunford (Genelkurmay Başkanı) parlamenterleri ikna etmeyi çalıştılar ama başarılı olamadılar. Dolayısıyla da Şam ile müzakere edilmesi ve bunun nasıl olacağının açıklığa kavuşturulması gereklidir.
Avrupalıların Washington’a, kurtarıldıktan sonra Rakka için ne öngördüğü sorusuna Rex Tillerson ilginç bir şekilde buraya yerlerini terk eden ya da komşu ülkelere sığınan halkı geri getireceği yanıtını verdi. Söz konusu halkın çoğunluğunun Şam yanlısı olduğunu göz önünde bulunduran Avrupalılar, bu yanıttan Washington’un söz konusu toprakları Suriye Arap Cumhuriyetine geri vermek niyetinde olduğu sonucunu çıkarır.
Söz alan Portekiz Dışişleri Bakanı Augusto Santos Silva, bu önerinin daha önce kararlaştırılmış olanlarla uyuşmadığının altını çizer. Avrupalıların, « eli kanlı diktatörlükten » kaçan sığınmacıları koruma çabalarını sürdürme ahlaki göreviyle karşı karşıya olduğunu vurgular. Ona göre Rakka kurtarılmış olsa dahi, Suriye Arap Ordusu IŞİD’ten daha kötü olduğu için güvenli bir bölge olmayacaktır.
Avrupalıların bu konuşmayı Portekiz’e yaptırması rastlantısal değildir. Santos Silva’nın daha önce Bakanı olduğu eski Portekiz Başbakanı António Guterres eski BM Mülteciler Yüksek Komiseri ve bugünkü BM Genel Sekreteridir. Aynı zamanda tümüyle Hillary Clinton ve Madeleine Albright’ın kontrolündeki bir örgüt olan Sosyalist Enternasyonal’in başkanlığını da üstlenmiştir. Kısacası bugün Jeffrey Feltman’ın ve savaş yanlısı çetenin BM’deki paravanıdır.
Üçüncü sorun: Elbette Rakka’yı IŞİD’ten kurtarmak gerekiyor ama Avrupalılara göre onu yeniden Şam’a iade etmek için değil. Fransa’nın olur olmaz vaatleri işte bundan dolayıdır.
Zaman kaybetmeden Cobar’daki cihatçıların başkent merkezine ve Hama’dakilerin ise ücra köylere yönelik saldırılarına tanık olduk. Belki de onlar için, oyun tamamlanmadan önce Astana’da ya da Cenevre’de bir teselli payı elde etmek için umutsuz bir girişimde bulunmak söz konusudur. Ya da bu belki de Londra ve Paris’le eşgüdüm içerisinde yürütülen stratejinin bir parçasıdır.
Bu durumda, sömürgeci güçlerin Rakka’da geniş kapsamlı bir harekatına hazırlıklı olmalıyız. IŞİD’e yer değiştirme ve kurtulma şansı vermek için, Londra ve Paris’in kente kuşatılmadan önce saldırma olasılığı vardır. IŞİD Türkiye sınırına ve hatta Türkiye’ye geri çekilebilir. Örgüt böylece Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kürtlerin tasfiyesinde kullanılabilecektir.
Bizimle iletişimde kalınız
Bizi sosyal ağlardan takip ediniz
Subscribe to weekly newsletter