Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Eylül’de Ankara’da, Suriye’deki durumu görüşmek üzere Rus ve İranlı mevkidaşları Vladimir Putin ve Şeyh Hasan Ruhani’yi ağırladı. Üç ülke de Astana sürecinin garantör devletleridir.

Üç devlet başkanı ortak basın toplantısı sırasında, Güvenlik Konseyi’nin 18 Aralık 2015 tarihli 2254 sayılı kararında öngörülen Anayasa Komisyonu’nun kurulacağını açıkladılar [1]. Başlangıçta öngörüldüğü şekliyle, komisyonun üçte biri muhalefet temsilcileri, üçte biri sivil toplum kuruluşu üyeleri ve üçte biri ise hükümet temsilcilerinden oluşacak ve toplantılarını Cenevre’de gerçekleştirecek [2].

Aslında dört yıl içerisinde çok şey değişti: muhalefet üyeleri artık sadece yabancı ajanlardan değil, ama aynı zamanda hükümete karşı çıkan ama Suriye Cumhuriyeti’ne sadık yurtsever muhalefetten de oluşmaktadır. Aynı şekilde sivil toplum kuruluşu üyeleri artık yabancı güçlerin maaşlı militanları değil ama Suriyeli derneklerden gelmektedirler.

Devlet Başkanı Putin bir yılda kaydedilen ilerlemenin altını çizdi: 390 000 sığınmacı ve yerlerinden edilen 1 300 000 kişi asıl ikamet yerlerine geri dönme imkanı buldu. Tüm BM üyesi devletlere ülkenin yeniden inşasına destek verme çağrısında bulundu (ki Ekim 2017’den beri BM ve ABD şiddetle karşı çıkmaktadır [3]).

Ay başında bu komisyonun oluşumunun, Suriye krizinin çözümüne ilişkin Moskova ve Washington arasında mutabık kalınan siyasi çözümün öngördüğü dört önlemden biri olacağını duyurmuştuk [4].

Çeviri
Osman Soysal

[1Resolution 2254 (Peace plan for Syria)”, Voltaire Network, 18 December 2015.

[3Parameters and Principles of UN assistance in Syria”, by Jeffrey D. Feltman, Voltaire Network, 15 October 2017.

[4Donald Trump barış getirebilecek mi?”, yazan Thierry Meyssan, Tercüme Osman Soysal, Voltaire İletişim Ağı , 3 Eylül 2019.