Genel kanının aksine, Başkan Biden ırk ayrımı olmaksızın tüm Amerikalılar için « hukuk önünde eşitliği » taahhüt etmek niyetinde değildir. Aksine, « ırksal eşitliğin », yani bireyler arasında değil, farklı ırksal gruplar olarak kabul ettikleri arasında bir eşitlik biçiminin şampiyonu olmayı amaçlamaktadır. Thierry Meyssan bu makalede « ırkçılık » terimini genel anlamda « ayrımcı davranış » anlamında değil, gerçek anlamıyla kullanacaktır. Başkan Biden ve Demokrat Parti’nin tüm dünyaya « ırksal eşitliği » yayma niyetlerini açıklayarak dünya barışını tehdit ettiğini ortaya koyacaktır.
Dünyanın herhangi bir yerindeki bir federal devlette, Milli Eğitim Bakanlığı, ilk ve ortaokullarda insanlığın farklı ırklara ayrıldığını öğretmeye karar verdi.
Bu ırklar farklı olmakla birlikte, onları çiftleştirmek ve çocuklar doğurmak mümkündür. Ancak bunlar bir eşek ve bir kısraktan meydana gelen katırlar gibi kısır olacaktır. Federal devletin istatistiklerinin beyazları, siyahları vb. saymasının ancak melezleri saymamasının nedeni budur.
Bu farklı ırklar arasında örtük bir hiyerarşi olduğundan ve ne yazık ki melezler kısır olmadıklarından, otomatik olarak aşağı ırktan sayılırlar. Üstün ırk, aslında her türlü kirlenmeden korunmalıdır.
Bu federal devlet Nazi Reich’ıydı, ancak aynı zamanda Joe Biden ve Eğitim Bakanı Miguel Cardona’nın Amerika Birleşik Devletleri de aynı durumdadır.
2. Dünya Savaşının çıkmasına ve 70 milyon kişinin ölümüne neden olan « bilimsel ırkçılığın » geri dönüşüne tanık oluyoruz. Oysa kimse tehlikenin farkında değilmiş gibi görünüyor ve ABD’deki Demokratların başkalarına açıklık konusunda örnek olduklarına inananların sayısı oldukça fazla.
1930’lardaki ırkçılığın Bilimin tüm niteliklerine sahip olduğunu hatırlayalım. Birçok bilimsel enstitüde araştırmalara konu oluyor ve hem Amerika Birleşik Devletleri, hem de Batı Avrupa’daki üniversitelerde öğretiliyordu. Üstün ırkı korumak için birçok « modern » devlet, Birinci Dünya Savaşından önce ırklararası evlilikleri yasaklamıştı.
Irkçılık ne sağcı, ne de solcudur
Ortak tahayyüle göre ırkçılık ancak sağcı milliyetçi çevrelerde gelişmektedir. Bu tamamen yanlıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Fransa, Ruhr’un kömür bölgesini askeri olarak işgal etti. Askeri birlikler içerisinde iki yıldır Senegal ve Madagaskar’dan getirilen Afrikalılar da bulunuyordu. Beyaz Almanlara hükmetmek ve eşlerine tecavüz etmek için 20.000 siyahiyi yerleştiren Fransızların alçaklığını kınamak üzere Almanya, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada’da hızla bir protesto hareketi gelişti. Bu ırkçı hareket, yüzyılın başındaki önde gelen ırkçılık karşıtı şahsiyet E. D. Morel [1] tarafından yönetildi ve düzenlenen büyük gösteriler sırasında tüm uluslararası feminist örgütleri bir araya getirdi [2].
Aralarında Karl Marx’ın torunu, L’Humanité’de gazeteci ve SFİO’nin (Sosyalist Parti) gelecekteki lideri Jean Longuet‘nin de yer aldığı Fransa’daki sosyalistler bile bu ırkçı harekete katıldı.
Kabul edilmelidir ki, iki savaş arası dönem veya bugün yaşadığımız dönem benzeri sıkıntılı zamanlarda, insanlar fikirleri ne olursa olsun dürtülerini takip etmektedirler. Genellikle kendileriyle çelişirler ve bunun farkına dahi varmazlar.
Amerikan Demokratlarının köleci ve ırkçı Geçmişi
Amerika Birleşik Devletleri’nde kölelik ve ırkçılık çoğunlukla Demokratlar tarafından Cumhuriyetçilere karşı savunuldu.
– 1840, 1844, 1848, 1852 ve 1856 Demokrat Parti programları, köleliğin kaldırılmasının halkın mutluluğunu azalttığını ve Birliğin istikrarını ve kalıcılığını tehlikeye attığını iddia etmektedir.
– 1856 programı, Birliğe üye eyaletlerin ev içi köleliği uygulayıp uygulamamak ve bunu anayasalarına dahil etmek konusunda serbest olduklarını beyan eder.
– 1860 programı, kaçak köleleri yıkıcı ve devrimci olarak tutuklamayı reddeden kölelik karşıtı eyaletlerin çabalarını anlatıyor.
– 1868’de azat edilen kölelere tam vatandaşlık veren değişen 14. madde, Cumhuriyetçi Parti milletvekillerinin % 94’ü ve Demokrat Parti milletvekillerinin % 0’ı tarafından kabul edildi.
– 1870’te azat edilen kölelere oy kullanma hakkı veren değişen 15. madde, Cumhuriyetçi Parti milletvekillerinin % 100’ü ve Demokrat Parti milletvekillerinin % 0’ı tarafından kabul edildi.
– 1902’de Demokrat Parti, Virginia’da Afrikalı Amerikalıların % 90’ından fazlasına oy kullanma hakkını ortadan kaldıran bir yasa çıkardı.
– Başkan Woodrow Wilson, federal çalışanları arasında ırk ayrımcılığını başlattı ve her iş başvurusunda bir fotoğraf sunulmasın zorunlu kıldı.
– Demokrat Parti’nin 1924’te New York City’deki Madison Square Garden’daki Ulusal Konvansiyonu, partideki Ku Klux Klan’ın etkisinden dolayı « Klan-Bake » olarak adlandırıldı.
Kennedy’nin çabalarının hemen ardından Başkan Lyndon Johnson Civil Rights Act’ın kabul edildiği 1964’e kadar işler gerçekten değişmedi. Bu U dönüşü Demokrat parlamenterlerin yasayı 75 gün boyunca engellemeyi başardığı için çok sıkıntılı oldu.
« 1619 Project »
Biden yönetimi ırkçılık karşıtı olduğunu ilan etmektedir ve kimse onun iyi niyetinden şüphe duymamaktadır. Ama bunu, 1840-1961 yıllarının Demokrat Parti tarzında yapmaktadır. Yani uygulamada hiç de öyle değildir. Tam tersi söz konusudur.
Öğretim ile ilgili olarak aldığı kararlar « 1619 Project » ideolojisini desteklemeyi hedefliyor. Ona göre Birleşik Devletler, İngiliz krallığına karşı verilen Bağımsızlık Savaşı ile değil, iki asırdan fazla bir süre önce, 1619’da siyahları köleleştirme fikriyle kuruldu.
« 1619 Project »’e, bir dizi ek, ardından da 2019’dan beri New York Times’ta yayınlanan özel makaleler damgasını vurgu. Gazete bunu yaparken, Püriten ideoloji için bir propaganda aracı olmak için gerçeği ilişkilendirme arayışını terk etti. Ona göre Kızılderililer, Avrupalılar gibi kölecilerdi. Ancak İspanyollar, gerçek inanç olan Katolikliğe geçmeleri şartıyla efendilerinden kaçan Kızılderili köleleri azat ediyorlardı. Nihayetinde, Amerika’daki Avrupa kolonileri, 1619’da Angola’dan bugünkü ABD topraklarına siyah kölelerin gelişine kadar gerçekten gelişmedi. Bağımsızlık Savaşı, İngiliz kraliyetinin adaletsiz vergilerine karşı değil, ama köleci sistemi korumak için verildi. Birleşik Devletler’in sistematik olarak ırkçı olmasının nedeni budur. Sahip olduğu yersiz ayrıcalığın farkında olmak ve beyaz ataerkinin suçlarını telafi etmek her beyaz adamın görevidir.
Bu teori tarihten kaynaklanmamaktadır [3]. Kölelik ve ırkçılığı birbirine karıştırır (örneğin, Kızılderililer düşmanlarını köleleştirmekle birlikte çok da ırkçı değillerdi). Beyaz köleleri göz ardı etmektedir (Kuzey Amerika’daki ilk köleler arasında mahkum edilen İngilizler de yer alıyordu). Yerleşimcilerin İngiltere’den kurtuluşunu hor görmektedir. Nihayet, yerleşimcilere köleliği getiren ve bunun ticaretini yapanlar Amerikalılar değil, Portekizlilerdi. Dahası, bu teori Amerikan merkezlidir ve siyahilerin köleliğini ve bin yıldır Araplar tarafından sistematik olarak hadım edilmelerini görmezden gelmektedir.
Bu teori dinseldir. Dönüştürdüğü ve her beyaz adamı suçladığı ilk günah mitini ele alır. İkonoklastlar, Püritenler veya Vahhabiler gibi, onun destekçileri de güneyli generallerden başlayarak günah işleyenlerin saf olmayan temsillerini yok etmektedir.
Her yalan bir yenisini doğurur. Nitekim Güneyliler köleliği (İç Savaşın bitiminden önce kaldırdıkları) değil, ama her konfederasyon eyaletinin kendi geleneklerine sahip olma hakkını savunuyordu.
« 1619 Project »in destekçileri tam da savaşmak istedikleri gibi davranırlar: insanlar artık yaptıklarından değil, doğumda miras yoluyla suçludurlar.
Joe Biden’ın ırkçılığı kurumsallaştırması
Biden yönetiminin Eğitim Bakanı Miguel Cardona, ilk ve orta okullarda « 1619 Projesi »ni tanıtmaya karar verdiğinde, ülke genelinde bir protesto hareketi gelişti.
En ilginç tepki Oklahoma’dan geldi. Yerel Kongre, Vali Kevin Stitt tarafından hemen imzalanan bir yasa çıkardı. Vali bir Cherokee Kızılderilisi ve Donald Trump gibi bir Jacksoncudur [4]. HB 1775 sayılı yasa (metnini bu sayfanın altındaki linkten indirebilirsiniz), herhangi birinin aşağıdaki sekiz ırkçı önermeyi öğretmesini yasaklamaktadır:
– 1. Bir ırk veya cinsiyet, doğası gereği diğer ırk veya cinsiyetten üstündür.
– 2. Bir birey, ırkı veya cinsiyeti nedeniyle, bilinçli veya bilinçsiz olarak doğası gereği ırkçı, cinsiyetçi veya baskıcıdır.
– 3. bir kişi, yalnızca veya kısmen ırkı veya cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa veya kötü muameleye maruz bırakılmalıdır,
– 4. Bir ırkın veya cinsiyetin üyeleri, başkalarına ırkları veya cinsiyetlerini dikkate almaksızın davranamaz ve davranmamalıdır.
– 5. Bir bireyin ahlaki karakteri zorunlu olarak ırkı veya cinsiyeti tarafından belirlenir.
– 6. Bir birey, ırkı veya cinsiyeti nedeniyle, geçmişte aynı ırkın veya cinsiyetin diğer üyeleri tarafından işlenen eylemlerden sorumludur.
– 7. Herkes, ırkı veya cinsiyeti nedeniyle rahatsızlık, suçluluk, ıstırap veya başka herhangi bir psikolojik sıkıntı yaşamalıdır.
– 8. Meritrokrasi (liyakatın temel alındığı yönetim biçimi – ç.n.) veya sıkı çalışma etiği gibi özellikler ırkçı veya cinsiyetçidir ya da belirli bir ırkın üyeleri tarafından başka bir ırkın üyelerine karşı baskı uygulamak için yaratılmıştır.
Bu sekiz önermenin tamamının veya bir kısmının Oklahoma okullarında öğretilmesini yasaklayan yasa, Cumhuriyetçi parlamenterlerin % 100’ü ve Demokrat parlamenterlerin % 0’ı tarafından kabul edildi.
Demokrat Parti ve Biden Yönetiminin sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde uygulamayı değil, ama tüm dünyaya yaymayı amaçladıkları « 1619 Project » ideolojisinin sonuçlarını ölçmemiz gerekmektedir. Bu metin yalnızca büyük ölçekli şiddet eylemlerine yol açabilecektir.
titre documents joints
Oklohama’daki 7 Mayıs 2021 tarih ve HB 1775 sayılı yasanın metni Oklahoma (İngilizce sürümü)
(PDF - 56 kio)
[1] E.D. Morel, Belçika Kralı II. Leopold’un Kongolulara yönelik zalimce muamelesini kınamıştır.
[2] “Black Horror on the Rhine”: Idealism, Pacifism, and Racism in Feminism and the Left in the Aftermath of the First World War, Peter Campbell, Histoire sociale/Social history, Volume 47, Number 94, Juin/June 2014. DOI: https://doi.org/10.1353/his.2014.0034.
[3] The New York Times’ 1619 Project: A racialist falsification of American and world history, Niles Niemuth & Tom Mackaman & David North, World Socialist Web Site (2020). 1620: A Critical Response to the 1619 Project, Peter W. Wood, Encounter Books (2020).
[4] Not: Demokratların tarih yazımı, Başkan Jackson’u Cherokee Kızılderililerine yönelik « Gözyaşı Yolu » soykırımının sorumlusu olarak görmektedir. Açıkçası, Cherokke Kevin Stitt bu konuda aynı şekilde düşünmemektedir.
Bizimle iletişimde kalınız
Bizi sosyal ağlardan takip ediniz
Subscribe to weekly newsletter